Gidiyorsunuz, iyi insanların biriktirildiği yere. Ve biz, geri de kalanları dinliyoruz kayıttan…

Herkesin bi hikayesi vardır, kimi orta yere döker derdini, kimi içine gömer, derdim var demez kimseye... 

Ben hikayemi herkesle paylaşmayı sevmem. Yüreğime dokunması gerekir anlatacağım kişinin, bi anlık da olsa "Tamam, yükümü omuzlanır bu insan." diye düşünmeliyim. Belli başlı insanlar var yüreğime dokunan, onlar dışında da içimi dökeceğim bi kağıdım ve kalemim vardı, şimdi bi de sizler varsınız.

Karadayı başladığı zaman şu satırlara yazacağım düşüncelerde, üzüntülerde değildim o zaman. Daha çok dalgaya alıyordum içinde bulunduğumuz şu yaşamı.. Netice de hayatın başımıza neler getireceğini bilemiyoruz, bilemedim bende... Önce ki 2 sezon da dizi de kendi hayatımla bağdaştırdığım noktalar olsa da her izleyici gibi, bu denli hayatımın köşe noktalarına vuruş yapan karşılaştırmalar yapmamıştım hiç. Aslında varmış... İnsan kayıp görünce, acıyı bilince bakış açısı da, düşünceleri de değişiyormuş. Değişti bizim de... 

Küçük Nazif'in Karadayı'sı gibi Karadavut'um vardı benimde.. Öyle 192 boylarında, babayiğit biri olmasa da bastığı yeri inletir, girdiği her ortama neşe saçardı. Mahir gibi, komşusu açken tok yatmaz, elinde olanı paylaşır, sevdiklerinin bi damla gözyaşına dünyayı yakardı. Karadayım değildi ama Kara amcamdı işte...
Benim hikayem de ki başrollerden biriydi Karadavut. İkinci babamdı...

Çok gece bilirim babamın Karadavut için karakollarda sabahladığı, başına bi iş gelmesin diye peşinden koşturduğu, hakkında yakalama emri varken herkesin onu saklamaya çalıştığı vs. Netice de öyle böyle bizim de hayatımızda bi zaman atlaması oldu. Küçücükken baktım büyümüşüm. Büyüdükçe insanın omuzlarına binen yükleri ben de omuzlamaya başladım. En önemlisi hayatımın başrollerinden gördüğüm adamı kaybettim. Mutlu sonla biteceğini düşündüğüm hikayemiz, yine yaşanılanlar gibi sonuçlandı. Artık bize mutluluk gözyaşı döktüreceğini sandığımız hayat, yine son dakika golünü çaktı bize...

Ve o yüzden ben bu son sezonu izlerken, hep onun endişesini yaşadım içimde... Yine aynı sonla karşı karşıya gelme durumunun korkusunu bastırmaya çalıştım hep kendimce... O yüzden; "Bu final mutlu bitmez." diyen herkese tıkadım kulaklarımı... Kimseye söylemesem de bana göre, bu dizi bizim hayatımızın devamıydı. Ben hep kendi hayatımın devamını izledim bu sezon... Her bölüm bizi anlattı, her bölüm bize bi cümle söylendi... Ve biz her bölüm gözyaşları düşürdük yanaklarımıza.. Siz farkında olmadan bizim hayatımızı yazdınız. Farkında olmadan hayatımıza dokunuşlar yaptınız. En önemlisi beni yine aynı sonla başbaşa bırakmadınız. Benim hayatımın başrolü öldü, ama aslında siz onu yaşattınız.

Siz şimdi gidiyorsunuz, iyi insanların biriktirildiği yere... Ve biz, geri de kalanları dinliyoruz kayıttan…
Her şey için, kaleminizden dökülen her kelime için, emeğiniz için ve böyle bir son için binlerce kez teşekkürler. Dizi de emeği geçen herkesin yolu açık, başarıları daim olsun. Biz yine belki bi gün aynı ekiple geri dönersiniz diye sizin yolunuzu gözleyeceğiz. Sevgiler.

0 yorum:

Yorum Gönder