Peki Aşka Ne Oldu?

Hayatımızın bir haritası varsa şayet, yollarda değil yol ayrimlarinda çizilmekte diyor sevgili Elif Şafak "Ustam ve Ben" adli romanında. Mahir'de boyle bir yol ayriminda su an o patlama ile... Bu yol ayriminda alacağı karar ile hem kendi yaşamını hem Feride'nin yaşamını hem bu aşkın varlığını hem de adaletin tecellisini derinden etkileyecek bir yola sapacagı aşikar görunuyor. Aslında her ne kadar içimizden yapma etme desek de Mahir'e, haklı oldugunu hepimiz biliyoruz. Bunun içindir ki,gurultulu isyanlarimiz yerine derin suskunluklarimiz var şu an. Ne diyor yeni sezon tanitimi bize? Umut tükendi... Peki aşka ne oldu? Ne oldu gercekten de o buyuk aşka? İçimizi kemirip duran asıl bilinmeyen iste bu. Çok bilinmeyenli denklem gibi çözume kavuşmayi bekliyor orada. Hepimizin buna dair pek çok fikri mevcut elbette. Ama herkesin tek bir dilegi var o da bu askin zarar gormemesı. Nasil cozulecek nasil bir yol izlenecek ve nasil baglanacak bilmiyoruz ama ne olursa olsun bu aşk devam etmeli. Hasretten vuslata uzanan bir kopru ile baglanmalı Mahir ve Feridenin yolu. Ve işte o sorunun yanıtı da bu uzanan koprunun eskizlerinde saklı. Yani Karadayi son sezon, hasretten vuslata uzanan meşaakatli ama bir o kadar da sevda yuklu bulutlarla yağmurlanarak serinletilen bir hikayeyle cikip gelecek Eylul'de kapimiza. Çatismalari, karsı goruşleri, umutsuzlugu, nefreti ve tum bu acilarin eşliginde yogrulan Mahirin bu hamuruna, yepyeni taptaze bir aroma katabilecek mi Feride? Onu sıkısip kaldigi bu cendereden cekip alabilecek mi? Zaman akip gidiyor. Artik gerceklerin uzeri yavas yavas aydınlaniyor. Derin karanligin uzerini orttugu bu aci gerçekle yuzlesecek olan Feride ateşe duştugunde, Mahir onun bu yanginina bir damla su olabilecek mi? Mahir tum ailesinin mahvina sebep olani ogrendiginde sevdasina aynı gozle ayni kalple bakabilecek mi? Ne demişti Mahir Bolu'da Feride'ye; Bilmiyorsun o yuzden korkmuyorsun. Bir bilsen soner isigin. Simdi roller degişecek ve o isik biri icin sönecek mi yoksa kora donuşen bu aşk ateşini yenıden alevlendirebilecekler mi? Peki ya Feride! Sevdigi adamin aılesini yok edenin babası oldugunu ogrendignde gozlerindeki ateşin sebebi oldugu Mahir'e ayni hislerle bakabilecek mi? Bu sucluluk ve azap denizinin derinlerine hapsederken kendini, omrunde yaşadigi bu ilk ve belki de tek askin muhibbiinin gozlerinin icinde yeniden kaybolabilecek mi? O kadar sorumuz var ki yeni oykumuze dair! Buyuk bir korku ve merakla ama buna karşın umut ve guvenle, senaristlerimizin o yol ayrimlarinda, bu aşkin ve oykunun kaderine dair nasil bir karar aldiklarinı öğrenmek icin soluksuz lakin boncuk boncuk terleyerek bekliyoruz yon tabelasinin onunde. Cevap Sema ve Eylem hanimlarin düşlerinde. Telefonla yazmak gucmuş. İmla hatalari icin özür dilerim simdiden. :)

Aşk'ın Mahir&Feride'sini biliyoruz.


Aslında uzun zamandır Gökçe'ye baskı yapıyorum sende blog için yazı yaz, sende anlat sen de ki Mahir&Feride'yi diye... Ama o nedense çok güzel yazılar yazmasına rağmen Türkçesinin pek iyi olmadığını ve iyi yazı yazamadığını düşünüyor. Oysa ne kadar güzel yazı yazdığına birazdan sizlerde şahit olacaksınız.

Bazı anlar olur, hayal ve gerçeği birbirine karıştırırız ya da bi rüya görürüz mesela, uyanırız ama etkisi büyük olur. Gün içerisinde bile sanki o rüyayı yaşıyormuş gibi hissederiz kendimizi. En azından bana zaman zaman oluyor bu... KARADAYI da bizler için öyle. Belki şuan televizyonu açsam, bi diziyi izlesem bölüm sonu olunca televizyonu kapatıp uyuyabilirim. Ama Karadayı varken bunu yapmak ne mümkün? Vaktimiz olduğunca bölümden sonra üzüntümüzü, sevincimizi dile getirip, bölümü yorumlayıp varsa fragmanı izleyip gelecek  bölümde ne olacak diye konuşup sonrasında bölüm finaline göre başımızı yastığa rahat ya da üzgün koyuyoruz. (Üzgün koyduğumuz zamanlar çoğunlukta oluyor ama neyse... :))) Salı gününe 5 sınavım olmasına rağmen hem diziyi izleyip hemde bölümden sonra yorumlaştığım ya da tüm sınıf sınavlara çalışırken ben bi kaç arkadaşımı köşeye kıstırıp Karadayı anlattığım zamanları bilirim. Mahir&Feride ayrıldı diye ufak çaplı bi depresyon yaşadığım ve arkadaşlarım sıralarına, defterlerine sevgililerinin adını yazarken benim Mahir&Feride yazmam da kaçınılmaz gerçekler arasında... Hepimiz aynı şeyleri yapmasak da eminim bi çoğumuz benzer şeyleri yapıyoruz, çünkü bu dizi hayatımızı bu denli ele geçirmiş ve biraz durup kendimize davranışlarımızı sorguladığımızda "Psikopat" damgası yapıştırabileceğimiz ama buna rağmen bizlerinde bu ele geçirişten oldukça memnun olduğu bi dizi... Ben aşk nedir henüz bilmiyorum. Aşk'ın Mahir&Feride'sini biliyorum sadece. Ve duygusal olarak öğrenemediğim için bu aşkı günümüzle kıyaslayınca hayal kırıklığım oldukça büyük oluyor.

Ben çok mutluyum bu diziyle tanıştığım için. Gerçek anlamda bir sürü şey öğrendim çünkü, aşkı ögrendim en önemlisi... Belki dizi bitince rüyadan uyanmış olucaz, ama etkileri bi hayat boyunca sürecek, eminim.

Yeni sezonla ilgili düşüncelerime gelecek olursak, Mahir&Feride aşkının bitmesinden, dizinin finalide ölüm olmasından, mutlu son isterken gözlerimizde yaş olmasından çok korkuyorum. Sema hanım ve Eylem hanıma güvenmediğim anlamına gelmesin bu, güveniyorum elbette ve onlar da en az bizler kadar seviyorlar bu aşkı biliyorum ama olur ya dizi hafızalardan silinmesin diye kötü bitirmeyi düşünürler, sevdalarının sınanmalarını bi mühür gibi basarlar ömrümüze o zaman gerçekten üzülürüm işte. Aşkı öğreten insanların aşkı hayal kırıklıklarına çevirmeleri, bunca zaman öldürmediğimiz umudu öldürmeleri yıkar beni...

Sanırım -yine- fazla konuştum, yazıyı Gökçe'ye devrediyorum. Öğrendiğimiz aşkın hep öğrendiğimiz gibi kalması ve bizlerinde bi gün böyle bi aşk yaşaması dileklerimle... Tabii sınanmasız olanından! :))



Yazmadan edemiyor insan, hele ki Karadayı gibi bir şaheserinin ikilisi Mahir ve Feride'yi tanıyıp, onlarsız duramayan bir hayran olduktan sonra. Yazmak istememe nedenini açıklamadan da geçmeyeceğim. Nasıl bir çocuğu sever insan, onu anne ve babasına bağışlar, bu durumda da saygıdeğer ve usta yaratıcı ortişleri ne kadar sevdiğimi ve hayranlık duyduğumu belirtmek isterim. Bu dünyaya,bu zamana ve bu şimdiki insanlığa inanılmaz uzak olan bir hikâyeyi bize, mesafeleri yıkarak, tanıttılar.Tanıtmakla kalmadı ama, iyi ki de kalmadı. Tiryakisi olduk o saf ve temiz aşkın... Hanife'nin dediği gibi, aşkı öğrendik biz. Belki de hep kaçtığımız aşkın aslında ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrendik. Belki de bi çoğumuz "Hayatımda kimseyi istemiyorum." diyorken Mahir/Feride gibi biri çıksın karşımıza diye dua ederken buldu kendini... Nasıl anlatmalı, hangi kelimelere sığdırmalı bu aşkı bilmiyorum. Sabahları gözümü açar açmaz Mahir&Feride sahnelerini izliyorum, akşam gözümü kapatırken yine onlar... Onları izlemeden yataktan çıkılan gün anlamsız olur bence ya, zevksiz olur. En mutlu ya da en mutsuz olduğumuz anlar da bi bakıyorum karadayı izlemeye başlamışım. Bu dizi bizim gönül rahatlığıyla sığındığımız bir evdi sanki Mahir ve Feride'nin inanılmaz bağı. Haftanın günlerini severek ve sabırsızlıkla bitirdiğimiz oldu, Pazartesi'nin daha çabuk gelmesi için, ki bu hâlâ böyle olacak. Çünkü biz ümidimizi yitirmedik, Mahir ve Feride'den öğrendiğimiz gibi her zorluğu yeneceğimizi anladık.Bu gelecek sezon Karadayı ailesi tekrar sınanacaksa, yine dimdik durup "Mahir ve Feride" deyip susacağız. Bir sürü endişelerimiz olsa da, MF aşkının kötü şeylerin üstesinden geleceğini biliyoruz ve kesinlikle ayrı ayrı acı çektiklerini görmek istemiyoruz. Adaletsizliğe karşı rakipler olarak değil de, her zaman olduğu gibi omuz omuza savaşmalarından yanayız. Bu eşi benzeri olmayan, dünyanın bir çok yerinde dillerden düşmeyen aşkın kötü bir şekilde bitmesinden korkar olduk... Insanlar bu temiz ilişkiyi görüp örnek almalı, yıllar sonra da akıllarda kalmalı Mahir ve Feride. Bu korkularımızın göz ardı edilmeyeceğinden eminiz ve kesinlikle saygıdeğer senaristlerimize az güvendigimize ve bunu hatırlatmada bulunduğumuz anlamına gelmiyor. Hiç bir zaman şüphe etmedik onların bize olan ilgilerinden çünkü her durumda,iyi de olsa kötü de olsa, Mahir'in Feride'ye, Feride'nin de Mahir'e olan aşkını ve kopması imkansız olan bağı bizlere gösterdiler. Bu yüzden hiç kimsenin Sema ve Eylem Hanım gibi başarılı ve işini layıkıyla yapan senaristleri eleştirmeye hakkı yok.
Karadayı ailesi olarak da daima arkalarında olduğumuzu da burada belirtmek isteriz. İlk yazımı Hanife'yle birlikte yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Tekrar görüşmek üzere!

Karadayı…Karadayı’mız; (Mahir&Feride)

Karadayı…Karadayı’mız; (Mahir&Feride)

Ve Ekimde diyordu...8 Ekim2012, benim için çok özeldi ‘Karadayı’ sabırsızlanıyordum bir an önce başlasın istiyordum çünkü Bergüzar Korel’i nam-ı diğer hakime hanımı çok seviyordum. Ve başlamıştı hüzünlüydü; aşk kokuyordu, dostluk kokuyordu…Unutulmuş değerler güz yüzüne çıkıyordu… Ve bölümler ilerledikçe hep bizden bir şeyler buluyorduk. Pazartesi gecemizin en özel en güzel misafirleri Feride ile Mahir, onlarla gülüyoruz onlarla ağlıyoruz. Ve hep diliyoruz bu sevda mutlu bitsin. Demişti ya Mahir Feride’sine ‘ömrüm sevdamın mührüdür’ diye lütfen böyle olsun sonu, ömürleri kenetlensin birbirlerine. Bu sezon farklı olacak diyoruz hepimiz acı çekmeye alıştık ama sonumuz mutlu olsun çünkü Karadayı’mız her yönüyle efsane diziler arasında çoktan yerini aldı..

Bu sevda hikâyesini bizlere sunan; oynayan, yazan, yöneten herkesin yüreğine sağlık…Bir bilseniz bize ne kadar güzel bir hediye verdiniz ve sayenizde sağlam dostluklar kurduk. Gerçek anlamda da aile olduk. Çok yazacağımız şey var bu sevdaya dair zamanla inşallah. Ve son olarak sevgili Canan Tan’ın harika bir romanı var ‘Yüreğim Seni Çok Sevdi’ inanın benim yüreğim sizleri çok sevdi…Sürçü lisan ettiysem af ola J

 Sevgiler!

(DipNot : Bu güzel yazı sevgili @SinanStrong66 tarafından kaleme alındı.Yazısını biz yayınladık.)