Aşka Aşık olduğumuz doğru.....




86. bölümü de geride bıraktık Karadayı'da...

Hep birlikte yorumlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz burada. Kırmızı çizgilerimizden de sıkça bahsediyoruz ki bu bölümle bir kez daha anladık; Bizi dinleyenler var üst makamda..

Karadayı ilk bölümünden beri bizi etkisi altına alan mükemmel bir dizi. Onu sevme nedenlerimiz çok fazla. Mahir ile Feride'nin o muhteşem aşkı, Nazif Baba'nın o vakur ve mahir, sevgi dolu baba hali, aile içi ilişkiler ve adalet arayışı, mücadele, hak ve doğruluk adına verilen savaş ve daha bir çok sebep var bizi "Karadayı" yapan.

İşte bunlardan biri de değindiği konularla günümüze ışık tutması... Ki en önemli dip notlarını içeren başlıklardan biridir bize göre.

Kirlilik ve sahtekarlık, yolsuzluk ve çıkarcılık her yere sızmış durumda. Kime güveneceğini bilemiyor insan günümüzde. Okuduğu haber bile taraf tutuyorsa, gerçekler ısrarla saklanıyorsa, neye inanması gerektiği sürekli dikte ediliyorsa ve "hayır bu doğru değil" dediğinde tüm projektörler üzerine çevrilip "ya tarafsın ya da bertaraf olursun" deniliyorsa insana,  nasıl güvenebilir ki bir kuruma ya da bireye?

İşte bu bağlamda Karadayı paralellik gösteriyor çoğu zaman günümüzle. Mesajları okuyabilenlere elbette...

Örneğin;

Bir örgüt kendi çıkarları doğrultusunda yasa dışı işlerine devam edebilsin diye hiyerarşinin her kademesine sızmış değil mi? Yakayı ele vermemek için yakayı ele verdiği meslektaşını gözünü kırpmadan öldürdü Turgut Savcı. Karadayı da böyle başladı. Sonra bir baktık ki iş Bakan düzeyine kadar uzanıyor. Devletin her kademesinden birileri bulunup satın alınıyor ve bu iş birliği böylece sürüp gidiyor.

İşte bu öngörü, bizi, öngörenlere hayran bıraktırdı. Günümüz Aralık ayı (2013) gözünüzün önüne geldi değil mi? Rüşvetçiler, siyasiler, hukukçular, güvenlikçiler, istihbaratçılar... Sene 1975... Sene 2014... Değişen hiçbir şey yok maalesef.

Ensesi kalın birileri, sırf ensesini daha da kalınlaştırsın diye tapulu arazi sahibi insanlara o "Beyefendiler" aracılığı ile saldırdı bu bölüm.  O "beyefendi" de rüşvet olarak inşa edeceği apartmandan bir daire istedi. Hem de manzaralı... Peki sözde savcının da şahitliğini yaptığı bu apartmanın manzarası kan gölü olmayacak mı?

Bu da günümüzü hatırlattı değil mi?

Ermenek' de diri diri gömülen 22 yaşındaki madencinin annesi zeytin vermiş oğluna bir avuç dolar için. Aynı yeşiller için Soma'da ve daha bir çok yurdum toprağında bir başka yeşile kıyılıyor şu an. Hem de yasal hiçbir dayanağı olmadan...

Hukuk Fakültesinde güpegündüz bir hoca derdest edilip zorla bir veli ile görüştürüldü. Ben oğluma kefilim dedi bir baba. Siz ötekini atın okuldan! Kefil olan eli kanlı zat, tırnağı olamayacak genç bir çocuğun geleceğini karartmak için tehditler savurabildi. O kurtulsundu, serbest olsun istediği gibi hareket edebilsindi. Gerisi önemli miydi?

Bu da size günümüzü hatırlattı değil mi?

Böyle o kadar çok örnek sıralayabiliriz ki! Bizi aşka aşıksınız diye yargılayan zat-ı muhteremler şaşar kalır bu duruma.

Evet biz aşka aşığız gerçekten. İyi ki aşka aşığız... Sevgiye aşığız.. Sevdanın yolunda baş verebiliriz.. Bunu savunan kim olursa da arkasında dururuz.

Dillere destan bir aşk var Karadayı'da... Lakin hayatın ta kendisi de var burada...

Hep dediğimiz gibi; Sadece bir dizi değil Karadayı bizler için. O geçmişten günümüze uzanan bir köprü... Düzenin çirkinliğine ışık tutarken, içinde barındırıyor, karların içinde açan bir kardelen gibi olan sevdayı... Direniyor yani aşk, umut ve sevda... Biz de direniyoruz aşkla, umutla, sevdayla...

Yani diyor ki bize; sen doğru ol da bırak sana eğri desinler... O devran elbet bir gün döner... Sonunda iyiler ve doğrular her zaman kazanır...

İşte biz bunları okuyabilenler olarak her daim ve her dem de Karadayı olmaya devam ediyoruz.

Sizi de bekleriz...:) Her Pazartesi Karadayı'dır.

Sevgilerimle......




"Mahir ile Feride" Dergisi


Her zaman diyoruz ya Karadayı bizler için bir diziden ibaret değil…Ve 4.500'ü aşkın ama her daim paylaşımlarda bulunduğumuz belli sayıda harika bir ailemiz var.

Karadayı bir şekilde hayatlarımıza dokundu.Bizlere kattıkları çokça…Bunun için #karadayıödüldür diyoruz…

Ve Karadayı’yı asla unutmayacağız…Yanımızda onunla ilgili bir hatıra kalsın istiyoruz.Bunun içinde bir dergi çıkarmayı planlıyoruz.Aylık dergiler kalitesinde.Finale kadar zamanımız var.

Dergimizin ismi “Mahir ile Feride” olacak.

Ve twitter da sürekli paylaşımlarda bulunduğumuz tüm ailemizle birlikte bunu ortaya çıkarmak istiyoruz…

Dergi nasıl mı olacak? Karadayı - Mahir ile Feride -  senaristlerimiz - oyuncularımız - Karadayı ekibi ve Karadayı ailesi ile ilgili…Mesela bir kişi Mahir ile Feride mekanları ile ilgili bir bölüm yapacak.Mesela bir kişi Feride’nin kıyafetleri ile ilgili..Mesela bir kişi şiirlerle ilgili…Bir kişi şarkılar…Birkaç kişi yazılar yazacak…İmkanı olanlar oyuncularımızla senaristlerimizle imkan olursa röportaj yapacak…Birimiz bir test hazırlayacak…Birimiz ailemizin üyeleri ile ilgili eğlenceli bir bölüm hazırlayacak... vs. vs.

Her türlü fikir öneriye açığız...

Ve gönüllüler arasında en son kimin hangi bölümü hazırlayacağına müsaadenizle biz karar vereceğiz. :)

Ve dergimiz tek bir dergi olup belli sayıda basılacak.

Ve "Mahir ile Feride" dergisi yürekten yapılan hazırlanan harika bir dergi olacak. ;)



Dergi Planlaması ;

-  Martın son iki haftası başlıklar ve başlıklarda görev alacak arkadaşlarımız kesinleşecek.
- Nisan ayı boyunca herkes görevi üzerinde çalışacak.Bu çalışmalar esnasında dergimizde görev alacak arkadaşlarımızla sürekli fikir alışverişinde bulunulacak.Bölümlerimizi daha iyi yapma adına…Ve lütfen herkes gerçek fikrini söylesin ki en iyisini yakalayalım.
- Mayıs’ın ilk iki haftası dergi planlaması ve son kontroller yapılacak.
- Mayısın son iki haftası basım gerçekleşecek.
- Haziranda dergi elimizde olacak.Final bölümünü izlemeden...

Ve

8 sayısının bizler için Karadayı için anlamı ile yola çıkarak…Dergimiz 8 li bir sayfa sayısında olacak.Mesela 108…158… vs.
En replikler , en sahneler , en bölümler , en mekanlar , test soruları vs. hepsi  8 li olacak…Mesela en replikler 18 ya da 28 tane olacak…



Başlıklar ;

1 - Genel ön yazı ve 4 tane köşe yazısı (@ekrandostu @kendinnce @smcik  @1incikara @MahirFerideFans)

2 - Oyuncuların, senaristlerin ve yönetmenlerin kısa tanıtımı (Çetin Tekindor - Kenan İmirzalıoğlu-  Bergüzar Korel - Yurdaer Okur - Eylem Canpolat - Sema Ergenekon - Uluç Bayraktar - Cem Karcı) + Tüm Ekip isimleri (@MahirFerideFans)

3 - Kısa olarak karakter tanıtım ve analizleri (Mahir Kara  - Feride Şadoğlu - Nazif Kara)  (@MahirFerideFans) 

4 - Röportaj Eylem Canpolat Sema Ergenekon Cem Karcı (@MahirFerideFans)

5 - Röportaj Kenan İmirzalıoğlu Bergüzar Korel ve Karadayı Ekibi (@ekrandostu @Tosbiikk @SedaNur9 )

6 -  En iyi18 bölüm (En olma sebebinin  kısa bir bilgisi ile + bölümün en resim karesi) (@kendinnce)

7 - En iyi 18  sahne (En olma sebebinin  kısa bir bilgisi ile + sahnenin en resim karesi)(@kendinnce)

8 - En iyi 28 replik (@duygukay)

9 - Öncelikle Mahir ile Feride'nin mekanları (Bizim Yer...Kostans'ın Evi...Abant... vs...+ Mahir ile Feride ilişkisindeki önemleri ve resimleri) + (Dizideki önemli mekanlar.) (@DevrimAltun4)

10 - En 8 şiir  (Sahnelerin kısa özeti ile birlikte) (Bunu yapacak arkadaşımız bizlerin ve belirli kişilerin fikirlerini de soracak ki doğru bir analiz ortaya çıksın.Ama en son karar kendisinde olacak.) (@feyzacan)

11 - En 8 şarkı dizimizdeki ve Mahir ile Feride şarkıları (Şarkıların sahnelerinin kısa özeti + sahne resimleri + şarkı sözleri) (@Canan_Orcan)

12 - Feride'nin kıyafetleri + aksesuarları (70 lerde kıyafetlerle ilgili kısa bir yazı  ve Feride'nin belli sayıda kıyafetlerinin resimleri) (@1incikara )

13 - Diziyi izleyen ünlülere Karadayı'yı soracağız ve tek cümle isteyeceğiz.Ve cevapları dergimizde yayınlayacağız. (@MahirFerideFans)

14 - Karadayı da yemekler (menemen + gözleme + ciğer ...vs.) (@UltraslanMLK )

15 - Dergimizde görev alan  kişiler hakkında kısaca gerçek bilgiler ve gözlemle oluşan düşünceler.Ve ailemizinki üyelerin en özellikleri. (@keeremtunc )

16 - 8 li soru sayısı ile Karadayı , Mahir ile Feride testi ( @smcik)

17 - Dergide emeği geçen herkese yöneltilen 5 soru ve kısa tek kelimelik cevaplar. (@UltraslanMLK )

18 - Karadayı’nın aldığı tüm ödüller. (@miro_89)

19 - En 8 tane Mahir ile Feride karesi (Resim) ()

20 - En komik 8 sahne (Replikleri ile birlikte) ()

21 - Feride'nin günlüğü ( @1incikara )

22 - 8 lerin Karadayı ve Mahir ile Feride ilişkisindeki önemi (Dizinin başlangıç tarihi bitiş tarihi + 8 li bölümlerin sihiri vs. genel bir analiz.)

Şimdilik bunlar...Lütfen fikirlerinizi bizlere bildirin ;)



Not : Ve kapak resmimiz hangi bölümden hangi kare olsun?

Not 2 : Dergimizde fanların yapmış olduğu wallpaper resim çalışmalarınada yer vermek istiyoruz.Mesela ara sayfalarda poster gibi serpiştirebiliriz bu çalışmaları.Bu konuda yetenekli arkadaşlarımızdan çalışmalar bekliyoruz. ;)







Sevgili Melek ile Röportajımız...

Çünkü adil olan sever  de sayar da paylaşır da vicdanının sesini de dinler.

O bir Cumhuriyet kızı…Baş öğretmen Atatürk’ü örnek alan bir öğretmen…Harika öğrenciler yetiştiren…Duygusal ama mantıklı, sevgi  dolu, hep doğrularını savunan…Ve o bizce ismi ile bütünleşmiş harika bir “insan”

O bir insanı en iyi bakışları ve gülüşü anlatır diyor…Bizim onunla henüz bakışlarımız birbirine değmedi…Gülüşlerimiz birbirine karışmadı…Ama yüreğimiz belli konularda , tüm doğrularda her zaman umut ile sevda ile aile olabilme ile bir çarpıyor…Paylaştıklarımız çoğaldıkça sevgimizde çoğalıyor…

Evet ikinci röportajımız ailemizin “Melek”i ile…

Mahir&Feride FanClub :  Merhaba…Öncelikle bize kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Melek : Bence bir insanı en iyi bakışları ve gülüşü tanıtır aslında ama biraz kendimden bahsetmeye çalışayım.26 yaşındayım ama kendimi bazen daha olgun bazen de daha çocuk hissediyorum.Yaş demişken burcumu söylemeden geçmeyim ikizler burcuyum.Çok sevdiğim başöğretmen Mustafa Kemal'i örnek alarak mesleğimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.Hayatta her şey değerli ama ben en çok çocukları seviyorum.En mutsuz anımda bir çocuğun gülümsemesi beni de mutlu ediyor.Macera romanları okumayı sevsem de favorim şiirlerdir.Duygusal ve esprili biriyimdir yani tanıyanlar öyle söylüyorlar.Bir de çok konuşurum lafı uzattım belli oluyordur.Galatasaraylıyım ve Karadayı'yı çok seviyorum.

Mahir&Feride FanClub :  Karadayı’yı izlemeye başlama sebebiniz neydi, şimdiki sebepleriniz nelerdir?
Melek : Çok dizi izleyen biri değilimdir.Ama izlediğimde de tam anlamıyla kendimi verip o dizinin en iyi izleyicisi olmaya çalışırım.Üniversitede okurken Ezel dizisi oynuyordu tam müptelasıydım.Bir arkadaşım elinde bir gazeteyle geldi bak Ezel bitince seninki Karadayı olacakmış diye.Hemen aldım gazeteyi ve o an Kenan İmirzalıoğlu faktörüyle daha projenin adı varken izleyeceğime karar verdim.Bu şekilde izlemeye başladığım Karadayı özellikle hikayesiyle içine çekti hakime hanımla sahte kimlikle babasını kurtarmaya calışan kunduracı nasıl bir aşk yaşayacaklardı ve neler olacaktı.Şu anda izlerken sizlerin ve diğer arkadaşların attığı tweetlerle izlemek çok büyük bir zevk veriyor.

Mahir&Feride FanClub :  Her zaman Karadayı bir kurgudan ibaret değil diyoruz… Karadayı sizin için ne anlam ifade ediyor?Hayatınıza neler kattı Karadayı?
Melek : Ben hep söylüyorum yine söyleyim Karadayı bizler için bir diziden ibaret değil.Her hafta muhteşem bir oyunculuk resitali izleme zevki bazen şiir ziyafeti bazen bozuk giden düzeni sorgulamayı bazen o sıcacık mahalle kültürünü ailenin ne demek olduğunu hayata umutla bakmayı adaletin ülkemizde işleyişini ve yüreğimize öyle bir Mahir Feride sevdası kazıdılar ki kim der bunlara kurgu hepsi samimi hepsi hayatın içinden hepsi gerçek.Ama en önemlisi Karadayı sayesinde tanıdığım birbirinden güzel insanlar ve bu güzel insanlardan tüm samimiyetimle yüreğimi açtığım dostlar kattı ya hayatıma daha ne yapsın iyi ki varsın KaradayıJ

Mahir&Feride FanClub :  Karadıyı’nın çıkış noktası babası için adalet arayan Mahir’in vereceği savaştı…Oyunla ama hak hukuktan ayrılmadan…Ama öyle şeyler yaşandı ki Mahir hak hukuku bir kenara bırakarak adaleti kendisi sağlamaya çalışıyor.Bu işleyiş hakkında ne düşünüyorsunuz?Ve gerçek hayatlarımızda bu işleyişin/yaşanılanların aslında pek farklı olmadığını düşünüyor musunuz?Adalet(sizlik) konusunda…
Melek : Mahir benim hassas noktamJ şaka bir yana tabi de Mahir’e hak vermemek elde değil adaletin bozuk düzenine o kadar çok şahit oldu ki o kadar kötü şeyler yaşadı ki ama yine yüreği adalet için çarpan mesleğini layıkıyla yapan hakime  Feride olmasa Mahir tökezleyip babasını kurtaramayacaktı.Yani eller silah değil kalem tutmalıdır.Adalet topaldır ağır yürür fakat gideceği  yere er geç varır.Mahir içinde başka çıkış yolu olmalıydı o cesur yüreğini mertliğini o çamura batmış kabadayılar dünyasında aramamalıydı.Gerçek hayatta şu an adalet olmadığına inanıyorum ama umudumu kaybetmiyorum benim üstüme düşen yaptığım her işte vicdanım rahat mı önce biz kendi hayatımızda bir adil olalım sonra etrafımızdaki bozuk düzeni nasıl düzeltebiliriz buna bakalım.Mücadele etmekten vazgeçmeyelim.

Mahir&Feride FanClub :  Çok kutsal bir mesleğiniz var…Eminiz ki bunu da çok güzel bir şekilde icra ediyorsunuz…Sizce ilk olarak bir öğrenciye ne öğretilmeli?Sevgi?Saygı?Adil olmak?Paylaşmak? vs…
Melek : Ben elimden geldiğince çocuklarıma gerçek hayatı da öğretmeye çalışıyorum.Geleceğimizi emanet edeceğimiz pırıl pırıl gençler yetiştiriyoruz sonuçta.Aslında Sait Faik’in söylediği gibi her şey bir insanı sevmekle başlar.Ben zaten çocuklarda sevmek duygusunun çok fazla olduğuna inandığımdan öncelikle adil olmalarını öğretmeye çalışıyorum çünkü adil olan sever  de sayar da paylaşır da vicdanının sesini de dinler.Adil olan kişi her yerde kim olursa olsun haksızlık varsa onu düzeltmeye çalışır.Adil olan kişi paylaşımcıdır.

Mahir&Feride FanClub :  Karadayı ile birlikte var gücümüzle “en son umut ölür bu hayatta” diyoruz…Umut adına düşünceleriniz ve hayata bakışınız değişti mi Karadayı ile?
Melek : Karadayı’da bazen umut diye diye çıldırdığımız anlar da oldu ama umutsuz olmaz tabi ki.Yaşanan gün nasıl olursa olsun beklenen gün her zaman daha güzeldir.Çünkü geçmiş kayıplarla gelecek umutlarla doludur.Karadayı nın en güzel katkılarından biri de umudunu kaybetmeyeceksin arkadaşı öğretti.Siz sevgili fan clubumuz ve bazı arkadaşlar öyle bir anda umut oluyorsunuz ki bana işte diyorum ki bunlar hep Karadayı etkisi J

Mahir&Feride FanClub :  Peki sizin hayat felsefeniz nedir?
Melek : Hayat felsefemde çok fazla anahtar sözcüklerim vardır ama en çok kullandığım “empati” bir olay yaşandığında hemen ben olsam ne yapardım diye düşünüyorum.Zaten anlayışlı hoşgörülü biri değilseniz empati yapamazsanız.İnsan ne yaparsa yapsın samimi olmalıdır ben buna çok dikkat ediyorum.Bir de her gece kafamı yastığa koyduğumda vicdanım rahatsa oh ne ala ben de keyiflisi olmaz.

Mahir&Feride FanClub :  Duygusal bir insansınız…Kaderci misiniz yoksa hayalleriniz doğrularınız doğrular için her daim savaş verenlerden misiniz?
Melek : Mahir gibi mücadeleci Feride gibi doğrularımdan taviz vermeyen biriyimdir.Hırslıyımdır biraz idealistlikte var bu yüzden kolay kolay pes etmem.Ama bazen ne kadar mücadele etseniz de olmuyor işte bu noktada tam kader devreye giriyor.Benim sevdiğim sözlerden biri de “ Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin.”işte böylece gidiyoruz bakalımJ

Mahir&Feride FanClub :  Bunu sormazsak olmaz… : ) Koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunuzu biliyoruz.Kadınlar pek futbolu sevmez.Nereden geliyor bu futbol sevginiz?
Melek : Klişe bir laf olacak ama kendimi bildim bileli GalatasaraylıyımJAnlatılanlara göre çok sevdiğim hayatta en değer verdiğim güzel insan ablam ben ağladığım zaman Cimbombom dermiş bende susup gülermişim.Anne babadan sonra Cimbom demişim zatenJDuygusal biri olduğumdan olabilir belki çok bağlıyım Galatasaray’a benim şu hayatta olmazsa olmazlarımdan yüreğimin en güzel yerlerinde birinde.Son yıllarda ülkemizde maalesef futbol olmasa da yabancı liglerdeki maçları tavsiye ederim bayan arkadaşlarıma bence futbol güzel oyunJ

Mahir&Feride FanClub :  Mahir ile Feride aşkı bizler için çok farklı ve ayrıcalıklı…Ve bu sevda hikayesini seven çok önemli bir izleyici kitlesi var.Neden sevdik ve seviliyor bu hikaye?
Melek : Mahir Feride nelerle sınandılar ne kadar badireler atlattılar neler yaşadılar ama kime sorarsanız sorun böyle bir sevda yaşamak ister misiniz diye evet diyeceklerdir.Bu sevda gerçek bu sevda samimi içten bu sevda sevda gibi bir sevda.Bu sevdayı kurgu olmaktan öteye geçiren bence Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel oldu.İkisi arasındaki o uyum o enerji öyle bir yansıdı ki inanmamak elde değil bu sevdaya.Onların uyumuyla yazılan o sözler ve bunu ekrana taşıyan çekimlerde çok iyi olunca ortaya efsane Mahir Feride sevdası çıktı.

Mahir&Feride FanClub :  Biliyoruz ki Mahir karakterini en iyi anlayabilen izleyicilerinden biriside sizsiniz. : ) Son oynanan oyun ve Mahir karakteri hepimizi hüsrana uğrattı.
Bu işleyiş hakkında düşünceleriniz nedir?Mahir ile Feride karakterlerinde ya da ilişkilerinde şunlar olmalı ya da olmamalı dediğiniz noktalar var mı?Nelerdir?
Melek : Öncelikle Mahir bile sessiz kalırken bu oyuna evet onu savunup korumaya çalışıyordumJ Ben bu oyunu kesinlikle kabul etmiyorum ama yaşandı maalesefLBu sevda da benim isteğim yalandan da oyundan da olsa olmasın 3. şahıslar o gözler bakmasın başkasına o dudaklar öpmesin başkasını bunu temenni ediyorum.Bu sevda öyle bir sevda ki olmaması gereken bir sahneydi.Mahir’e kızdığım nokta çok duyarsızlaştırdılar nerde o gözlerinin içi gülerken sevdasına bakmaya doyamayan adam nerde ahu gözlüm diyen eski Mahir tamam bir oyun oynuyor ama bu kadar olmaz.Günlüğü okumaya başlayan Mahir de hala hareket yok umarım bu durum düzelecektir.Ben Mahir’e güveniyorum yine de bakalım ne olacak.

Mahir&Feride FanClub :  Mahir ile Feride sevda hikayesi adına bundan sonraki beklentileriniz nelerdir?İzlemek istedikleriniz?
Melek : Mahir Feride hep olsun her daim izlerim ben o yüzden izlemek istediğim çok sahne var aslında.Bundan sonra beklentim tez vakitte hasreti bitirip birbirlerine baksınlar el ele olsunlar çok acı çektiler mutlu olsunlar tabi bu pek mümkün olmayacak gibi bir müddet dahaLBundan sonra olmasın belgin falan Mahir Feride kızsınlar bağırsınlar çağırsanlar küssünler ama bu 3.şahıslar yüzünden olmasın temennim hep el ele olmaları da ama illa ki senaryo gereği uzak kalacaklarsa bile kendi mevzuları için olsun o yaralar tedavi edilir de yalandan da  olsa 3.şahıslarla ilgili mevzular derin yaralar açar.

Mahir&Feride FanClub :  En sevdiğiniz Mahir ile Feride sahnesi ve repliği hangisi?
Melek : En sevdiğim sahne 28.bölüm itiraf sahnesi ben günlerdir susuyorum fakat hakikat değişmiyor Feride hala tüylerim diken diken oluyor.Replik çok fazla ama şu an aklıma geleni yazayım “Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım çünkü beni sadece onlar incitebilir” demişti ya Mahir.

Mahir&Feride FanClub :  Mahir ile Feride hikayesinde çokça izlemek istediğiniz, hayalinizdeki bir sahneyi bizlerle paylaşabilir misiniz?
Melek : Mahir Feride söz konusu olunca izlemek istediğim hayalini kurduğum sahne o kadar çok var ki şu an da gözümün önüne getiriyorum ama sözcüklerle ifade edemiyorum.Ama Feride ve Mahir’i anne baba olarak izlemeyi çok istiyorum.Ama bunu sadece bir iki bölüm değil  hamilelik sürecinde Ferideyi Mahir’in nasıl davrandığını Deniz Bahar olduğunda nasıl anne baba olacaklarını izlemek isterim.

Mahir&Feride FanClub :  Sizce aşk nedir ve  siz hiç aşık oldunuz mu?
Melek : Bana göre şu an  kavuşamamaktır aşk diyorum.Aşk  kalbinin çalıştığını fark ettiren bakışını gülüşünü hayatını değiştiren çok güzel bir duygudur aslında.Herkesin kafasında bir profil vardır şöyle olsun böyle olsun diye yok işte öyle olmuyor o kalp atınca o profil falan gidiyor ben gülüşüne aşık olmuştum.Bu mevzuyu derinleştirmeden güzel şey aşık olmak hele kavuşunca daha da güzeldir herhalde diyerek noktalayayım.

Mahir&Feride FanClub :  Herkesin hayalinde bir beyaz atlı prens vardır? Sizin prensiniz nasıl biri? Ve sizce Kunduracı Mahir mi? Karadayı Mahir mi?
Melek : Aslında bir önceki soruda da söyledim hani o kalp atması farklı bir şey ama tabi ben halen ilk izlenim için gülüşü ve bakışı samimi olsun yeter diyenlerdenim.Bir insanı sevmek onu tanıdıkça olur ya daha çok seversiniz tanıdıkça ya da sevmezsiniz o yüzden ilk izlenimden hareketle vakit gerek.Ben beyaz atlı prensimin Kunduracı Mahir gibi olmasını isterim tabiJ onun kadar güzel baksın onun kadar güzel gülsün onun gibi cesur adil yardımsever emekçi olsun her işte... Mahir olsun işte yaJ

Mahir&Feride FanClub :  Mahir ile Feride sevdikleri doğruları için kendilerini sevdalarını, hayallerini feda edebilecek iki karakter…Sizce gerçek hayatta var mı Mahir’ler…Feride’ler?
Melek : Gerçek hayatta da vardır halen sevdikleri için hayatlarını feda edecek kişiler diye düşünüyorum zaman zaman sevdikleri için hayallerini hiçe sayan ya da doğrularından taviz veren insanlar oluyor bence.

Mahir&Feride FanClub :  Siz Mahir olsaydınız sevdikleriniz için bu kadar çabalayabilir?Feride olsaydınız sevdanız adına yaşanan oyunlar yalanlarla birlikte bu kadar affedici, fedakar, cesur ve güçlü olabilir miydiniz?
Melek : Mahir olsaydım yapardım tabi ki o kadar yüreği sevdikleri için çarpıyor ki aslında Mahirin  ondan çok kızamıyorum kendisi için değil hep başkaları için yaşıyor Mahircim hep sevdikleri hayatının merkezinde Mahir’in.Feride kadar da affedici fedakar olurdum ne yapayım kıyamam sevdiklerime, aslında Ferideye sürekli ağlıyor diye kızıyoruz ama Feride çok cesur ve güçlü.Mesela Belgin'li mahkeme sahnesinde çok güçlüydü ben olsam o an o kadar  güçlü durabilir miydim şüpheliyim kendimden.

Mahir&Feride FanClub :  Sizce bir ilişkide ilk olarak ne önemlidir?İlişkilerde en önem verdiğiniz nokta nedir?
Melek : Ben ilişkide samimiyeti çok önemli görüyorum.Bir insan bakışında gülüşünde konuşmasında sevgisinde samimiyse korkmayacaksın o insandan.Samimiyetten kastım ne yaparsa yapsın sahiplenmesi hissetmesi yaşamasıdır.Bence zaten samimiyet bitince sevgi de bitiyor ilişkide bitiyor.

Mahir&Feride FanClub :  Biliyoruz ki öğrencilerinize sorduğunuz sorularda Mahir Feride adları ile sorular soruyorsunuz…: ) Bunun ilgili bir anınızı paylaşabilir misiniz bizlerle?
Melek : Bu okulumda yeniyim ama 1.sezonda ilk çalıştığım okulumda anım çok.Tahtaya örnek cümlelerde Mahir Feride ismini kullanınca hemen Karadayı  izlediğim belli oluyordu.Ders aralarında sohbetlerde falan da konuşuyorduk.Sınavın birinde atasözü vermiştim kısa bir kompozisyon yazın diye uyanık öğrencim 16.bölümden sahneler yazmıştı Mahir Feride’den önce lokantaya gider domates çorbası sipariş eder falan diye çok gülmüştüm.

Mahir&Feride FanClub :  Öğrencileriniz biliyor mu Karadayı sevginizi? : ))
Melek : Eş dost akraba mahalleli falan biliyor da şu anda yeni öğrencilerim çok bilmiyorlar.Ama keşfetmeye başladık burada da.

Mahir&Feride FanClub :  Dizimizde şiirlerin yeri ayrı…Şiirleri Karadayı ile daha da sever olduk.Sizinde şiiri çok sevdiğinizi biliyoruz…Özellikle Orhan Veli…Neden Orhan Veli? Ve nereden geliyor bu şiir sevginiz?Ve en sevdiğiniz şiir hangisi?
Melek : Karadayı’da en çok sevdiğim sahnelerden biri de o şiir okunan sahneler oluyor tadına doyum olmuyor gerçekten.Galatasaray sevdamı yapan canım ablam Orhan Veli’yi çok sevmemde de etkili oldu.Ablam şiir okumayı çok sever ilkokul 3.sınıfa gidiyordum galiba bana ilk Anlatamıyorum şiirini okudu ve büyüyünce Orhan Veli’yi daha iyi anlarsın demişti.Ve zamanı geldi diye Orhan Veli’nin bütün şiirleri kitabını hediye ettiğinden beri yüreğimde bir de Orhan Veli var.En çok beni bu havalar mahvetti şiirini severim.

Mahir&Feride FanClub :  Dizimizde eski şarkılara yer veriliyor…Özellikle Mahir Feride sahneleri o şarkılarla , şarkılar bu sevda hikayesi ile bambaşka bir hal alıyor.Siz ne tür müzikleri/şarkıları seviyorsunuz?Ve Karadayı’da ki bu işleyiş hakkında ne düşünüyorsunuz?Ve Mahir ile Feride sevda hikayesi ile bütünleştirdiğiniz bir şarkı var mı? Ya da dizide yer verilmesini istediğiniz bir şarkı?
Melek : Ben de daha çok nostaljik şarkıları seviyorum.Şarkılar bence o anki sahneyi ölümsüzleştiriyor replikleri unutuyoruz bazen ama o şarkıyla bütünleşen sahne aklımızdan hiç çıkmıyor.Karadayı’da müzikler çok güzel çok etkileyici çalınan şarkılarla da güzel oluyor.Aslında Mahir Feride sevdasına özel bir şarkı yapılsa çok güzel olur.Şu an için aslında sorma ne haldeyim şarkısıyla ilgili bir sahne olabilir bence.

Mahir&Feride FanClub :  Karadayı da en etkilendiğiniz sahne hangisiydi?
Melek : Nazif Baba hapishanede bir gün Mahirle görüşmemişti ya Mahir de duvarın arkasından konuşmuştu  o sahne çok etkilemişti.Aslında o kadar çok daha sahne var ki şu an ilk aklıma geleni yazdım.

Mahir&Feride FanClub :  Dizide en sevdiğiniz karakter hangisi ve de neden en sevdiğiniz?Ve size en yakın karakter hangisi?
Melek : En sevdiğim karakter Nazif Baba Çetin Tekindor’un muhteşem oyunculuğuna da şapka çıkaralım.Nazif Baba gibi insanlar ne kadar çok olursa işte dünya asıl o zaman yaşanılacak güzel bir yer olur.Mahir’i insanlara karşı merhametinde Feride’yi de fedakarlık kısmında kendime yakın buluyorum.

Mahir&Feride FanClub : Karadayı’nın olmazsa olmazları nelerdir sizce?
Melek : Umut, Nazif Baba ve şiirleri, bizim yer ve Mahir Feride sevdası şart dizimize.

Mahir&Feride FanClub : Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel ikilisine kurgu tarihinin çifti diyoruz.Siz ne düşünüyorsunuz bu ikili, bu uyum ve performansları hakkında?
Melek : Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel gerçekten her hafta tabi bazı bölümlerde daha da çok devleşen oyunculuk sergiliyorlar her hafta sinema şöleni tadında oyunculuk resitali sunuyorlar oynamıyorlar yaşıyorlar.Onların arasındaki bu uyum zaten kurgu değil de gerçek bir sevda izleme zevki yaşattılar hissettirdiler bizlere.İkisininde zaten performansı ortada müthişler.

Mahir&Feride FanClub : Başka projelerde birlikte görmek ister misiniz bu ikiliyi?
Melek : Bu ikili hangi projede yer alırsa alsın bu uyumla hep en iyi ikili olacaklardır.Ben sinema filminde izlemeyi çok istiyorum.

Mahir&Feride FanClub :  Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Melek : Öncelikle daha çok erkeklerin egemen olduğu bir sektörde parlayan yıldızlar Allah nazarlardan saklasın.Çok başarılı işlere imza atıyorlar benim tanışmam Karadayı sayesinde oldu ama diğer işlerini de duyuyoruz.O aralarındaki samimiyete dostluklarına bayılıyorum.Bir de gerçekten toplumcu olmaları yani halkın içinden olmaları yaşanan haksızlıklara duyarsız kalmamalarını hayranlıkla izliyorum.Her şey güzel gönüllerince olsun.Tabi ki bana Karadayı ve ailesini kazandırdıkları için de çok teşekkürlerimi sunuyorum.

Mahir&Feride FanClub : Sevgili Sema Ergenekon & Eylem Canpolat ile aramızdaki bu sevginin bu bağın sebebi nedir sizce?
Melek : Sevgimizin sebebi yüreklerimizin uyuşması gönüllerimizde dediklerimizde samimi olmamız.Birbirimizi görmesek de o yüreklerimiz sayesinde anlaşabiliyoruz işte gerçek sevgi.

Mahir&Feride FanClub : Mahir&Feride Fan Club’u nasıl keşfettiniz?Ve Sizce Mahir&Feride Fan Club?
Melek : Twitter’a üye olmamım sebebi sizsiniz.Mahir Feride sözlerine fotoğraflarına bakarken  google de tesadüfen gördüm ve şükürler olsun ki görmüşüm.Siz sevgili fan clubumuz ne desem gerçekten az iyi ki varsınız ve çok seviyorum.Öncelikle benim için umutsunuz  o kadar bölüm sonrası diğer bölüm için kendime getirdiniz ki sağolunJKaradayı ailesini oluşturan kocaman yürekli çok güzel bir insansınız.Bence bu ailemizin temel taşısınız sağ olun var olun.

Mahir&Feride FanClub :  Bizliyoruz ki Kardayı sayesinde görmeden birebir tanışmadan çok kişiyle dostluklar kurdunuz.Karadayı ailesi hakkında düşünceleriniz nedir?
Melek : Karadayı ailesi candır can. Gerçekten o kadar içteniz ki aile sözcüğünü layıkıyla taşıyoruz.Karadayı’nın bana en güzel katkısı bu aile ve aile içinde de özellikle çok güzel dostlar kazanmam.Yüreğimin en güzel yerlerinde buradan kazandığım dostlarım var.Gönüllerimiz hep bir umarım bir gün yüz yüze buluşup sohbetin dibine vururuz.Karadayı ailesini çokkkkkkkkkk seviyorum sevgiler saygılar canım ailem.

Mahir&Feride FanClub :  Diziye , Mahir ile Feride’ye , senaristlerimize , oyuncularımıza , tüm ekibe  ve Karadayı ailemize dair en son neler söylemek isterdiniz?
Melek : Karadayı hep sürsün diyeceğim ama bu mümkün değilLİyi ki varsınız hepinizi çok seviyorum başarılarınızın devamını diliyorum sağ olsunlar var olsunlar her şey gönüllerince olsun ve efsane dizimize üzülerek de olsa efsane bir final bekliyorum.

Mahir&Feride FanClub : Peki her şeyden bağımsız olarak bizlere en son ne söylemek istersiniz?
Melek : Bir hatamız varsa af ola  aslında istediğim gibi olmadı çünkü biraz yoğunum ama tüm samimiyetimle içtenlikle cevap vermeye çalıştım.Hepinizi çok seviyorum.Yaşasın KARADAYI Yaşasın KARADAYI AİLESİ.

Bu güzel röportaj için çok  teşekkürler sevgili Melek ( ) ...Sizi iyi ki tanımışız.İyi ki yollarımız birleşmiş Karadayı ile…İyi ki varsınız! Var olun hep…



Karadayı’ya dair
En bölüm : 28.bölüm
En karakter : Nazif Baba
En sahne : Mahir’in itiraf sahnesi
En performans : Feride’nin kardeşi Melih’in ölümündeki performansı
En replik : Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım çünkü beni sadece onlar incitebilir
En mekan : Bizim yer
En kostüm : Mahir’in mavi gömleği :) Mahir’in deri ceketli haline bayılıyorum Ferde’nin kıyafetleri beğeniyorum zaten özellikle paltolarını
En şarkı : Sensiz saadet neymiş

Size dair
Burcunuz : İkizler
Tuttuğunuz takım : Galatasaray
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan : Ailem ayrım yapamıyorum ama ablamın yeri çok başka
En sevmediğiniz huyunuz : Çabuk sinirlerim ama o da zaten hemen geçer
En sevdiğiniz huyunuz : Samimiyimdir
En sevdiğiniz gün : Pazartesi
En sevdiğiniz şehir : Görmedim ama İzmir’i çok seviyorum.
En görmek istediğiniz ülke veya şehir : İtalya’ya gitmek isterim.
En sevdiğiniz kitap : Uçurtma Avcısı
En sevdiğiniz şarkı : Kimseye etmem şikayet
En sevdiğiniz yemek : İçli köfte
En sevdiğiniz tatlı : Maraş dondurması
En sevdiğiniz aksesuar : Küpelerimi çok severim.
En sevdiğiniz renk : Kırmızı
En sevdiğiniz mevsim : İlkbahar
En sevdiğiniz spor : Futbol izlemeyi basketbol oynamayı seviyorum.
En sevdiğiniz sinema filmi : Babam ve Oğlum
En sevdiğiniz oyuncu (erkek) : Kenan İmirzalıoğlu
En sevdiğiniz oyuncu (kadın) : Bergüzar Korel
En sevdiğiniz dizi : Karadayı
Kurguda en sevdiğiniz çift : Mahir Feride
En sevdiğiniz tarihi kişilik : Mustafa Kemal Atatürk





Mahir ile Feride için hayallerimiz var…

Mahir ile Feride…Kurgu tarihinin sevda hikayesini yaşıyor ve de yaşatıyorlar onlar bizlere… Onların ayrılıkları beraberlikleri hüzünleri mutlulukları yani her anları aşk her anları sevda…Ama son yaşanılanları sevemedik bu hikayede…Yakıştıramadık…Daha doğrusu bu hikayenin saflığına naifliğine gerçekliğine farkındalığına ayrıcalığına  yani kurgu tarihinin sevda hikayesine konduramadık…Ama bu hikaye eminiz ki dizi tarihine geçecek ve eminiz ki aynı güzelliğiyle hatta çıtayı yükselterek daha da güzel bir yol alacak…

Ve... Evet bizlerin de Mahir ile Feride sevda hikayesi için hayalleri var…

Sevgili @berguzarfc ‘nin yüreğinden kaleminden…
Televizyonda ciddi anlamda o kadar boş diziler var ki.. Karadayı hayatımda bir dönüm noktası oldu. Aşkı,sevdayı bu kadar fevkalade anlatan bir dizi görmedim. Bundan ötürü de senaristlerimize çok çok teşekkür ediyorum. Aile ilişkileri, arkadaşlığı, bağlılığı en önemlisi de umudu öyle içten, öyle sevecenlikle öyle içimizdeymişçesine aktardınız ki biz izleyicilere bu diziye böylesine bağlı olmayalım da ne yapalım diye düşünüyor insan... Mahir&Feride... Onlar bizim görmek istediğimiz aşkı yansıttılar bize. Aşka açız ve onların sevdaları bizi bizden aldı bu yüzde. İyi ki de aldı. Hep dediğimiz gibi kurgu tarihinin en iyi çifti onlar tabi ki Türkan Şoray ve Kadir İnanır'dan sonra. Mahir ve Feride için umutsuzluk diye bir şey söz konusu bile olamaz. Bu aşkı da üçüncü şahıslar bitiremez. Şu an çok kızıyoruz Mahir'e evet. Ama eminim ki senaristlerimiz bu aşkı heba etmeyecek, en mükemmel şekilde barıştıracaklar Mahir ve Feride'yi.. Ayrılık ta sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili... Ayrı olsalar da bir an bile kalbinden silemezler adını, aşkını, sözlerini, gözlerini... Bu aşkı güzel ve yegane yapan da budur... Vee asıl beklentim kesinlikle Deniz, Bahar bebek gelmeli. Bu aşka hem Mahir'den hem Feride'den özellikler alan bir bebek o kadar yakışır ki 😊  Sözün özü senaristler bitti demeden bitmez.
Mahir'in gayesi uğruna Feride'den vazgeçmesi.. Bunu hiçbirimiz kabullenemiyoruz. Evet Feride'nin yakınında olması planında aksaklıklara sebep oluyor ama Feride'yi keder içinde bırakmak bu aşka yapılan en büyük ayıp. Hiç hatırlatmak istemiyorum ama diziye çok gereksiz bir karakter dahil olmuştu Sinan.. Feride, Nazif babanın hayatı için Mahir'den vazgeçmişti, en ağır sözleri söylemişti nişan gerçekleşsin diye... Mahir inanmıştı Feride'nin oyununa herkes inanmıştı. Lakin Feride oyun da olsa başka bir erkeği öpmemişti. Belgin Mahir'i öptü Mahir istemedi bunu Belgin yaptı ama bu neyi değiştirir ki. O an Mahir'in tepkisi çok azdı. Beklemediğimiz bir tepkiyle karşılaştık açıkçası. Feride gitmeli, uzaklaşmalı en iyisi bu olur. Mahir de biraz anlasın, kendine gelsin.
Mahir'le Belgin'i o şekilde gördükten sonra bir de adliye de ikisini birden sorgulamak Feride'yi iyice derbeder yapacaktır. Sevgili olduklarını düşünüyor bir yanda da. Bu acıyla başa çıkmak hem de onların burnunun dibinde bir kadın için çok fazla zor. Kaçması, uzaklaşması, bir süre onları görmemesi en iyisi olacaktır. Uzak kalmak düşünmek için en iyi yöntemdir. Düşünmek için çok zamanı olacaktır. Senaristlerimizin tweetlerine umut bağladım bende. 'Aşkın Kendisi Umuttur.'
Ve en önemlisi de acıyı da , mutsuzluğu da , mutluluğu da , sevinci de dibine kadar yaşatıyor senaristlerimiz... Bir dizi de her şey mükemmel olabilir mi sorusunun yanıtıdır Karadayı... Karadayı çok başka, Mahir&Feride çok başka her şey adına mükemmel bir dizi. Keşke bitmese sezonlar boyu sürse de bu aşktan mahrum etmeseler bizi.


Sevgili @kendinnce ‘nin yüreğinden kaleminden…
Aşkı ve ayrılığı yazıp çizmek en zorudur. Bu bile bir başarı ister. Biz aşkı böylesi güzel hissettiğimize, dokunacak kadar yakın olduğumuza göre ayrılık daha afilli hissedilir olmalıydı -ki hep öyle de oldu! İçimiz dışımız ayrılık şu an. Hasretlerdir aşkı sıcak tutan kabul. Ama gene ayrı hasretler değil mi yanlış anlamalarla harmanlanınca bizleri yakan! Ne çok istedik Mahir - Feride ne yaşarsa yaşasın el ele olsun diye. 3. Şahıslar için asla olmaz dedikçe, olmaz olur oldu. Biz de onlarla yıprandık ve yorulduk. Nefes almak istiyoruz. Ne düşlüyorsun derseniz bu aşka dair; biraz mutlu oldukları, yüzlerin bir miktar gülebildiği bir zaman dilimi istiyorum ama sadece kendilerine ait. İnsanın kendinden geçmesi başka, kalbinden geçmesi bambaşka! Evet acılar büyük, başından beri hep biliyoruz. Kayıpların yeri dolmaz ama acılar paylaşılınca geçer intikamla değil! Mahir "herkes" gibi olursa ne olacak? Gene Mahir olacak mı? Ellerinde bunca ettiği ile mi dokunacak çocuğuna? Evet Mahir güçlü olsun, zekasını hep görelim ama sevdiklerini çiğneyerek geçen Mahir'in başarılı olma olasılığı yok gözümde. Hayal kurmaktan korkar olunca insan; az ile yetinmeyi öğreniyor. Evet büyük şok zaten yaşanacak Feride için. Bu olanlar Feride'nin güçlü olması içinse çok iyi oldu! Ayağa kalktı, kendine geldi. Mahir'in akıllanması içinse eee hadi inşallah demeliyim bunun için de! İnsan kalbinin ritmini değiştiren kişiden kolay geçemez, Mahir'de geçmesin. Tek beklentim Feride'nin bu yalanla gitmemesi. Birazda bu aşk adına umutlanmak istiyorum yeniden. Klişe hadiseler yorucu, bir o kadar can sıkıcı. Şimdiye kadar görmediğimiz şeyleri bu saatten sonra da görmek istemiyorum klişe faslında! Bu aşk gene fark atmalı! Sıradan olmak Mahir ile Feride'ye uygun değil. Ve bir istek; niye hiç beraber mutlu uyandıkları bir an göremedik? Bir defa görelim bunu en azından. Saf mutluluk şimdilik imkansız görünüyor ama imkansızı böyle güzel izleyince insan umutlanmak adına hep bir sebep buluyor. Bir umut, ışık o günlük... gene de umut ediyoruz ya! Bu da bu dizinin güzelliği.


Sevgili @melikeozcan26 ‘nın yüreğinden kaleminden…
Biz bu diziyle beraber umut etmeyi öğrendik nerdeyse hepimiz en ufak bişeyde olsa umut ediyoruz korkmuyoruz yılmıyoruz lakin bu vakitlerde bu kadar umut dolu bir seyirciye rağmen bizde karamsarlığa düşüyoruz bazen çok sinirleniyor bazense hüzünleniyoruz sonra aklımıza ortişlerin sözü geliyor "bol bol mahir feride sahneleri izliyceksiniz " seviniyoruz merak ediyoruz aklımıza sorular takılıyor cevaplar üretiyoruz tahminler yürütüyoruz

Şahsen ben diziye kadın oyuncu dahil edildiğinde tamam o kadın mahirin peşinden koşsun ama mahir ona yüz vermesin feride bu kadını kıskansın böylece güzel tatlı sahneler ortaya çıksın demiştim fakat bu böyle olmadı mahiri her ne kadar anlayabiliyorsakta feridenin bunları yaşamaya hakkı yoktu mahirin bu işe kalkışması ve daha sonra belginin onu öpmesiyle beraber feridenin gözlerindeki umudun sönüşü... Ferideyi her ne kadar hayal kırıklığına uğrattıysada bizi de bi o kadar üzdü ve ardından mahirden belgine karşı bir tavır almasını bekliyorduk bu da olmadı şuan mahire karşı o kadar sinirliyizki ancak feride affedince mahiri affedebilicez bu belki bir doğumgünü yada bir tatil olabilir fakat biz artık bu sevda hikayesinde yeni heyecanlar istiyoruz aslında onların her haline razıyız biz mutlu oldukları sürece(bizim artık öncelikli tercihimiz deniz:-) )  Belgin ilk geldiğinde hepimiz gıcık olmuştuk ama ferideye  bu kadar acı verebileceğini düşünmemiştik şimdi artık belgini ekranda gördüğümüzde yüzümüzü çeviriyoruz bu kadar sinir olurken mahir Belgin sahnelerini izlemek eziyet oluyor.Artık güçlü, her öğrendiğini babasına yetiştirmeyen gümbür gümbür bir feride istiyoruz ama eski halinden de ödün vermeyen sıcak samimi ve özellikle feride nazif baba sahneleri bize huzur veriyor.Mahiri ise hak hukuk yolundan şaşmadan beyefendiye ulaşsın istiyoruz ama bunları yaparken ferideyi daha fazla acıtmamaya en kısa zamanda bu savaşta ikisinin beraber yürümelerini istiyoruz bu yolda bu sevdayı bize onlar tanıttı yüzyılın sevda hikayesi dedik
Bu konuda sevgili ortişlerimiz Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat a güveniyoruz

DİPNOT: Bu güzel fikirler için sevgili MahirFerideFans a teşekkür ediyoruz


Sevgili @Deryaipekc ‘nin yüreğinden kaleminden…
Şu andaki Mahir ile Feride hikayesi hakkında düşüncelerimi yazmak ve yazmamak arasında gelgitler yaşıyorum...Zaten yaklaşık iki haftadır (o malum sahneden sonra) Karadayı ailesi, özellikle de sevgili @MahirFerideFans sitemlerimi çekmek zorunda kalmış oldular :)) Ama başka türlüsü elimden gelmiyor...Yazdığınız gibi şu an umutlar tükenmiş durumda. Çok kırgınım..."Neden? Ne gerek vardı böyle şeylere?"diye seslenmek istiyorum sadece...Çünkü boş yere bunca seyirci kitlesine hayal kırıklığı yaşatmanın nedenini gerçekten anlayamıyorum.Neyse...

Görmek istemediklerimiz sorusuna gelirsek...Görmek istemediklerimizi artık görmüş olduğumuz için yazacak pekte bir şey kalmadı...Ama en azından bunun dahasını görmeyelim.     -Bu aşkın büyüsünü, seyircinin bu aşka inancını sarsacak başka sahneler izlemesek en azından. Daha da yalnış anlaşılmalar olmasa bari, bu güne kadar olanlar yetti de arttı çünkü bu farklı dediğimiz aşk hikayesine.
-Belgin sahnelerinin azalsın, azalmalı...Yani sahneleri olsun hiç farketmez, ama Mahir ile olanlar azalmalı. Mahir'in Feride'den çok Belgin'le sahnelerinin olması gerçekten çok sinir bozucu ve artık dayanılmaz bir durum.
-Ve de çoğunluğun aksine ben şimdilik bir hamilelik olsun istemiyorum. Hamileliğinin müstakbel babadan saklanılması, doğumdan sonra öğrenilmesi falan...çok klişe bir durum. 3.şahıs klişelerini yaşıyoruz maalesef, şu hamilelik olmasın en azından...Şimdilik tabi :)
-Ve bu aşk adına sınanmalar olmasın. Yeter artık! 5-10 çifte ömrü boyu yetecek kadar acılar yaşadı bizimkiler, olmaz ki böyle...birazda mutlu olsunlar canım :))

Görmek istediklerimiz...Sezon başında, yada en azından 2-3 bölüm önce sorulmuş olsaydı bu soru neler-neler yazardım, gerçekleşir umudu/coşkusu ile. Son sezon nede olsa, doyasıya izleyelim düşüncesi ile. Ama artık tüm bu istediklerimin olabileceği olasılığı o kadar düşmüş ki...Şöyle bir bakarsak şimdi 83.bölümdeyiz ve durumlar belli, bir 3-4 bölüm daha da 8.ay öncesini izleriz...Ondan sonra barışmaya kadar bilmem kaç bölüm alır...Böylelikle nereden baksak 90-cı bölümleri bulmuş oluyoruz. Buda sezonun yarısı ediyor. Elimizde kalan öbür yarısında (en azından ondan sonra ayrılık izlemeyelim) için minimum olarak:
-Güçlü artık belli bir süre ağlamayan bir Feride. 
-Barışma anına kadar sürekli Feride'yle karşılaşan, yavaş-yavaş onsuzluğa dayanamayan ve ahu gözlüsünü geri kazanmaya çalışan ve sonra onu hiç bırakmayan bir Mahir. 
-Muhteşem, bu güne kadar olanlar içinde bile en aşk dolu/en güzeli/en heyecanlı/en tutuklusundan bir barışma sahnesi. Çünkü bu ayrılıkda bu güne kadar olanlar içinde en uzun/en hırpalayan/en acısı. Bu sahne adına hayal kırıklığı ile yere çarpılnamız (tabi o zamana kadar hala heyecanla bekliyor olursak) en korktuğum şey. 
-MehmetSaim gerçekleri ortaya çıktığı zamanlarda gelen bir Deniz :) 
-Son bölüm son 5dk değilde en azından 2-3 bölüm izleyeceğimiz mutlu son yazmama gerek yok herhalde. 
Yani tüm bunlar görmek istediğim minimum. Bunlarda olmasa neyleyim ben bu ayrılık/acı/gözyaşları dolu 3.sezonu...
Bir tatil, 19.bölüm tadında bir bölüm, 3 senedir sözünü ettiğimiz Mahir için doğum kutlaması gibi sahneleri/bölümleri artık beklemiyor, boşuna hayal bile etmiyorum. Çünkü olma olasılığı çok düşük olduğunu kabul etmek lazım.
Hele Mahir'in Feride'yi kucağına aldığı romantik sahnenin artık konusunu dahi açmıyorum :))


Sevgili @ipekbocug ‘un yüreğinden kaleminden…
Herkese merhaba.. 3.sezon itibariyle Mahir-Feride hikayesinde bambaşka bir dönüşüm izlemeye başladık malum.. Bu dizi geçen sezon bitmiş olsa da yine böyle mi devam edecekti yoksa uzaması gerektiği için mi bu yöne kaydı tam olarak kestiremesem de dizinin ismiyle tam uyumlu bir yöne, Karadayı olmaya kayması (her ne kadar acının dibine vursak da) aslında fena olmadı.. Heyecan geldi, kabadayı alemi bir değişiklik kattı.. yeni karakterlerin hepsini kendi içlerinde sevdim de açıkçası.. (öpücükten bağımsız olarak belgin de dahil) 
Ama bu genel hikaye için geçerli tabi spesifik olarak Mahir-Ferideye geldiğimizde dizi başladığından beri olan en kötü dönemdeyiz maalesef =( ilk defa umudumuzu kaybetmeye yaklaştık, fireler vermeye başladık ailemizden, isyan bayrakları yükseliyor haklı olarak.. Ama onlar Mahir ile Feride.. bozuldu deseler de sevda yeminleri alın yazıları, aralarındaki bağ her şeyin üstünde.. biz bu zamana kadar buna inandık bundan sonra da inanmaya devam edeceğiz.. yine bir yerden yolları birbirini bulacak, kader ağlarını örecek yine kesişecek hayatları.. 
Şu an Mahire çok kızgınız.. onu anlasak yürüdüğü yola hak versek de son olay gerçekten dizimize yakışmayan bir durum oldu! Sanırım ortişlerde kendi yarattıkları karakteri doğal olarak bildikleri için (ferideyi yani), feridenin belki de böyle bir olay dışında asla vazgeçmeyeceğinin de farkındalardı.. hepimiz farkındaydık aslında.. ben başka bir yol yok muydu diyorum hep ama düşününce bazen gerçekten de yoktu gibi geliyor.. kötü sözler, aşağılama, inkar.. hiç biri ferideyi mahirden yüz çevirtemezdi ama bu feridenin asla ve kat'a kabul etmeyeceği bir şeydi ve etmedi de zaten! Oyun bile olsa öpüştüğü gerçeğini değiştirmez de dedi bide aynı bizim düşündüğümüz gibi.. ama işte.. ama'sı var..! 
"Öpüşmek bir mühürdü iki insan arasında ruhları birbirine değiyordu çünkü" işte bunu bu büyüyü bu mührü bozduk biz! Başka türlü feride vazgeçmezdi desem de bunu asla ve asla kabullenemiyorum! Evet belki ilerde affedecek mahiri illaki affedecek başka türlüsü mümkün değil ama nasıl unutacak, "o an" ı nasıl unutacak böyle bir şey mümkün mü! 
Mahirin 56. bölümde sorduğu "en büyük acın neydi?" sorusunun cevabını değiştirdi mahir bu oyunuyla! Ferideyi kızdırmadı, incitti, kırdı en derininden yaraladıi paramparça etti! Ve bu soru dile gelmese de insanın hep içini acıtacak bir hatıra olarak kalacak.. Ve bunun diğeri gibi kutsal bir amacı da yok! Yok yani! Tamam hangi yolda gittiği belli değil, peşinde sürüklensin istemiyor ama bunlar o kadar da geçerli sebepler değil işte aslında.. İnsan kabullenemiyor! Sindiremiyorum! Başka yolu yoktu diye düşünsem de yok olmuyor sindiremiyorum! 
Ama yapacak bir şey yok oldu çekildi izledik ve geçti.. Şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız.. ;) 
İsterim ki Feridem işine sarılsın.. Yine eski Feride olsun.. Asla taviz vermesin.. Hatta gitsin, uzaklaşsın..(ki uzaklaşacakta anladığımız üsre) Artık feridenin değil mahirin çabalama dönemi başlasın! En başından beri hep söylediğimiz "feride olmasa bu aşk olmazdı" cümlesinin bir benzerini de bu sezon mahir için kuralım.. "mahir olmasaydı bu aşk böyle mutlu sonlanamazdı!" diyelim en azından.. 
Tabiiki mutlu sonlanacağını umarak.. bunu hakettik çünkü hem biz hem bizden çok mahir ile feride.. Karadayı'dan en büyük beklentim de budur: MUTLU BİR SON! 
Ama öyle son bölümün son 10 dakikası değil, gerçekten bizi inandıracak, "evet her şey gerçekten son buldu, bundan sonra daha ayrılamazlar, belki unutamazlar olanları ama aralarına da giremez bu olanlar, aştılar her şeyi" diyebileceğimiz bir son! Çünkü kolay olmayacak biliyoruz! Her şeyin sorumlusu feridenin babası gerçeği var ortada..! Düşünsenize tüm bu olanlar sırf babanız o über asil gördüğü ailesine yakıştıramadığı birini sevdiğiniz için oluyor! Bir insanın bunu kaldırması çok zor hele feride gibi bir insanın bunu kaldırması, gönülden en az kendi ailesi kadar sevdiği insanlara bunu yapanın kendi kahramanı babası olduğunu kaldırması.. Bu gerçekten ferideyi intihara dahi sürükleyebilecek bir durum ki gerçekten öğrendiğinde böyle bir davranış bekliyorum kendisinden! O yüzden bunlar baz alındığında bu sahnelerin son bölüme sığdırılmaması gerekiyor ve bu konuda ortişlerimize güvenimde gerçekten tavan! Beni hayal kırıklığına uğratmayacaklarına da tüm kalbimle inanıyorum! Çünkü gerçekten onlar için de karadayı çok özel bir dizi bunu, verilen değeri her hallerinden anlayabiliyoruz. Onlar da kıyamazlar diye düşünüyorum her şeyi son bölüme sığdırmaya! Onların da içi el vermez biliyorum.. O yüzden tüm umudumla, tüm pollyannalığımla o güzel sahneleri bekliyorum bıkmadan usanmadan, şikayet etmeden.. ya da çok azcık ederek =)
Bir de gerçekten artık denizi bekliyorum! Şu an zaten 4 vuslat sahnesiyle dizi tarihine geçmiş bulunuyoruz! Bir de üstüne üstlük 4 vuslat sahnesine rağmen sıfır bebek doğumu olursa gerçekten tarihin de tarihine geçeceğiz! Böyle bir şey bu zamana kadar hiç görülmedi! Bir yandan hoşuma gidiyor, gitmiyor değil gerçekten gerçeğe en yakın, normal olan durum bu aslında.. hiç kimse gerçek hayatta şıp diye doğurmuyor! Ama bir yandan dizi bu ya artık az klişe de istiyoruz yani =) güzel klişeler tabi 3.şahıs gibi gereksiz klişeler değil..! En azından ben kendi adıma istiyorum artık.. Tamam babadan habersiz doğan büyüyen çocuğa bende çok karşıyım hele de bu Mahir-Feride hikayesiyse!! Çünkü en az feride dediği kadar da deniz ve bahar dedi mahir ve o süreçten uzak kalmasını gerçekten istemiyorum, her anını beraber yaşasınlar, ilk müjdeyi beraber alsınlar , kontrollere beraber gitsinler, doğuma birlikte girsinler hatta isterim ama olayların akışında bu çok mümkün değil artık o yüzden artık denizi feda edip bu hayallerimi bahara saklıyorum.. Yeter artık bir bebek gelsin! =) (ay ne çok artık demişim =D)
Bunların dışında, isteklerim hepimizin isteği aslında.. Güzel bir barışma sahnesi(ki bu konuda da ortişlere güvenim tavan!), belki yine planlanmamış ani gelişen hatta belki araları bozukken gerçekleşecek bir aynı yerde kalma, hatta mahsur kalma durumu! ;) falan filan diye uzaaar gider.. tek tek yazmamayım sayfalar yetmez ;)
İşte böyle sevgili karadayı ailem.. Umarım sıkıcı olmamıştır ve keyifle okursunuz, ilk defa bu kadar uzun bir yazı paylaşmaktayım sizlerle, dilerim ki sezon bitene kadar da daha nice şeyler paylaşırız, hatta bir bölümü birlikte izleme imkanı bularak bir VOLTRAN da oluşturabiliriz =DD 
Kendinize iyi bakın, "birimiz hepimiz, hepimiz KARADAYI için" =) 
Not : Bunu bende hep söylerim ama başkaları da yazmıştı sanırım o yüzden tırnak içine aldım herkes kendi üzerine alınabilir =)
Not2: Bu güzel aileye vesile olduğunuz için de size ayrıca tekrardan teşekkürlerimi sunmak isterim sevgili kimliği gizli @MahirFerideFans =)
Sevgiler..
@ipekbocug


Sevgili @smcik ‘in yüreğinden kaleminden…
Selamlar,
Böyle bir ortam oluşturduğunuz için minnetle başlıyorum. Çünkü işe yarasın ya da yaramasın ne hissediyoruz anlatmadan duramayacaktık.
Öncelikle onların sevdaları, birliktelikleri, ayrılıkları, her anları çok özel. Her şeye rağmen özel. Bunun böyle devam etmesini dilerim. Onları özel yapan karakterlerin karakterleri, yani demek istediğim biz bu insanları tanıyoruz, neler yaparlar, neler yapmazlar biliyoruz. Bizi hayal kırıklığına uğratacak olan karakterleri dışında hareket etmeleri olur.
Benim bu sevda adına beklentilerim ilk zamanlardaki naiflikleri tekrar görmek, birbirlerini incitmeden, başkalarının incitmesine müsaade etmeden devam etmeleri. Mahir ilk zamanlarda da hoyrat bir adamdı ama sevdiklerine değil onlara zarar verenlere karşı. Sevdikleri üzülecek, incinecek diye korkardı. Yine öyle biri biliyoruz ama bu göstermiyor. Katı biri olmak uğruna karakterini değiştirmesin, bizim tanıdığımız Mahir bu değil.
Bir parantez açmak istiyorum; bu belki sevdalarına dair bir istek değil ama benim en büyük arzum Mahir kabadayı olmaması. Gözü kara biri evet, gerekirse ölür sevdikleri için evet, ama asla öldürmez. Mahir sevdiği kadını aldatmaz demeye bile gerek yok ama asıl başka bir kadını kendi çıkarları için kullanmaz. Nasıl bir kadın olduğunu bilse bile kullanmaz. Çünkü onlar öyle bir aile değil. İnsanları böyle değerlendirmezler. Burada parantezi kapatabiliriz.
Feride'nin çok üzüldüğü, çok ağladığı malum. Güçlü bir Feride görmek isterim evet ama vazgeçmiş bir Feride görmek istemem. Feride sevdada sen, ben ayrımı olmadığını biliyor. Ona göre yaşıyor. Yani o zaman bu sevdanın güçlü tarafı. Asıl Mahir'in güçlü olması lazım. Hayattan kopmak, intikam uğruna kendinden, sevdiklerinden vazgeçmek güçlü olmak değildir. Her şeye rağmen yaşayabilmek güçlü olmaktır.
Feride, Mahir ne yaparsa yapsın onun yanında olur. Mahir'in korkusu da bu belki kabul etmek lazım ki ama biraz da kendi hayatı için korkmalı. Hayat derken yaşamak ya da ölmek değil. Sevmek, sevilmek, gülmek bunların olmadığı bir hayatı yaşamaktan korkmalı. Biz korkuyoruz çünkü onların böyle bir hayatları olamaması ihtimalinden korkuyoruz. Oysa beklentimiz; şimdilik hiç değilse aynı evde mutlu birkaç gün yaşamaları, aynı yatakta uyanmaları, korkularını, mutluluklararını birbirlerinin gözünün içine bakarak anlatmaları.
Şimdilik bunlar temennilerim. 


Sevgili @ duygukay ‘ın yüreğinden kaleminden…
Karadayı adına beklentilerimiz
Biz bu aska cok baglandik,hissettik,tutku dedik sevda dedik....Evet onlar simdi ayrilar, sinaniyolar...Biz bunlari bekliyorduk zaten hadi 3.şahislarda girdi diyelim ama birbirlerini bu kadar iyi taniyan bir ciftin GÜVEN SORUNU yasamasindan rahatsizim.Bu sadece son zamankardaki bolumlerde degil daha oncede boyleydi.Mesela Mahir yurtdisina  Nazif Babayi kacirmak istediginde feride gelmeyince mahir suphe etmisti demek ki ailesi ile kalmak istedi diye...Halbuki feride gelecegim demisti.Bu son bolumde de(82.bolum) Mahirin kendisini sevdiginden adi gibi emin olan feridenin bu kadar cabuk inanmasini hazmademedim...Halbuki feride duvarda asili olan resmini gorup sevinmisti.Mahirin resimlerini ve tokasini sakladigini da gormustu...Yani Mahirin bunu yapmayacagini yada bir oyun olabilecegi ihtimali uzerine gitmeliydi bence....
Evet kesinlikle Deniz ve Bahari gormek istiyoruz...Senaristlerimiz sizden ricam; finalde 5 yil zaman atlamasi yapilmis, Mahirin faulleri(saclari)beyazlasmis,elinde kitabi bahcede 4 ve 5 yasindaki cocuklari oynarken Feridenin bahceye gelip "Deniz,Bahar hadi gelin size kek yaptim" deyip mutlu bir son tablosu cizilerek  son 10 dk.sigdirilmis bir final istemiyoruz....Boyle bir sahne daha once bir dizide izlemistim 2 yilimi bosa vermisim dedim husrana ugradim cunku finali hic tatmin etmedi...Karadayi adinada boyle dusunmek istemiyorum ki karadayi hayatim adina mana iceren dizi benim icin buna benzer finalle sonlandirmayin lutfen Sema ve Eylem Hanim...Demem o ki biz bu askin meyvelerini de taze taze canli-kanli izlemek istiyoruz ve bir bolume sigdrilmamis uzun uzun......
Tabi ki MUTLU BİR SON...Mahir ve Feride cok aci cektiler kimbilir daha ne aci cekecekler...Onlar boyle bir final  tablosu hakediyolar....
Soyleyiceklerim bu kadar.....Tesekkur ederim....Saygilar....
DUYGU KAYIŞ (duygukay)


Sevgili @Kelebek8088 ‘in yüreğinden kaleminden…
Şu an Mahir ile Feride hikayesi hiç beklediğimiz/olmasını istediğimiz gibi değil. Mahir'in Kabadayı alemine girmesini kabullenmiştik, hak vermiştik. Lakin Mahir ile Feride'nin yanyana mücadele etmesini ve beraberce bu zorlu mücadelenin altından kalkacağını ümit ederek... 
Mahir en baştan beri Feridesiz bir yol çizdi, onu uzak tutmaya çalışıyor. Bu düşüncesine hak verebiliriz bir noktada. Feride'yi o alemin pisliğinden korumak niyetinde, başına bir şey gelir diye korkuyor. Evet haklı ama bunu yapmak için Yasin'in aklına uyup oyun yapması mı gerekirdi? İstese o aklıyla başka yol bulamaz mıydı? Ki bu tavırları devam etseydi Feride ısrarcı olmazdı bile zaten. Uzaktan korumaya, gözetlemeye devam ederdi sadece ama uzak dururdu. Feride gururlu kadın!
Mahir bu kurduğu oyunla bizdeki Mahir'i düşürdü. Kendisine hiç yakışmadı. Yasin ile iş birliği yapıp, Feride'yi oraya getirmeler. Belgin ile oyun kurmalar. Resmen Feride'ye tuzak kurdu... Çok çirkin bir oyun kurdu. Belginin öpmesini görmezden gelsek bile ki çok zor!!! O masada oturup sevgili izlenimi vererek el ele olmaları bile saçmalığın zirvesiydi zaten. Feride'nin gururunu ayaklar altına aldı. Kalbinde derin yaralar açtı. Belki geri dönüşü olmayan hasarlar... 
Feride inanmak istemese bile gözüyle gördü, ötesi var mı? İnanmak istemese/oyun kurduğunu düşünse bile kabullenemez. Aklı inanıyor, kalbi oyun olsun/gerçek olmasın diye yalvarıyor. Mahir'in Belgine olan tepkisi de yetersizdi, Mahir gibi değildi tepkisi. Sinan olayında Feride'nin tavırları ortada. En azından Mahire kumpas kurup, adliyeye çekmedi göstermek için...
Feride Bizim Yer'de konuşmalarıyla, yüzüğü atmakla çok iyi yaptı. Mahir de hiç tepki vermedi, hayret! Mahir'e de üzülüyoruz tabiki, o da acı çekiyor. Bu hikayede bir orta yol bulunmalı... 

Görmek İstemediklerimiz...
Görmek istemediklerimiz listesinin başına büyük harflerle BELGİN yazabiliriz. Bu mevzu fazla uzatılmadan kapatılmalı. (Zira Belgin Mahir'e aşık olmaya başlıyor ufaktan 😁 )
Mahir ile Feride'nin ayrılmasını istemiyoruz. 
Defalarca söylediğimiz üzere Mahir ile Feride ilişkisinde 3.şahıslar olmasın lütfen!
Katil olabilecek kadar gözü kararmış, özünden uzaklaşmış bir Mahir istemeyiz.
Feride saf, önyargılı olmasın.
Feride'yi uzak bir yerde/şehirde görmek istemeyiz. Allah korusun "Gözden ırak olan gönülden de uzak olur" durumları olmasını arzulamayız. 
Aslında her kapı aynı yola çıkıyor. Mahir ile Feride ayrılmasın ve beraber düşsünler olayların peşine...

Görmek İstediklerimiz...
Saçma oyunun yani Belgin Oyunu'nun Mahir tarafından Feride'ye açıklanmasını istiyoruz. 
Sezgileri ve mantığıyla hareket eden, sert ama yufka yürekli bir Mahir... 
Feride ilk sezon başındaki haline dönsün lütfen! Aklı kalbine tamamen hükmeden biri olarak değil tabi. Ama kalbinden çok aklının sözünü dinleyen, uyanık, şüpheci, dediğim dedik, tuttuğunu koparan, mahkeme suratlı ( yani birazcık 😃 ) bir Feride...
Mahir'in doğumgününün olmasını ve bunu Feride ile başbaşa kutlasınlar istiyoruz.
Deniz ve Bahar'ın Mahir&Feride çifti barıştıktan sonra gelmesi daha uygun olur. Bu durum geçiştirilmemeli. Ya da böyle bir ortamda araya sıkıştırılmamalı!
Mahir ile Feride'nin mutluluğu finale/sona saklanmamalı. Evli, mutlu ve çocuklu anlarına şahitlik etmeliyiz bolca... 
Feride ve Mahir birbirinden hiçbir durumda vazgeçmesin. Ayrı da olsalar kalplerinden atmasınlar birbirlerini. Hep birbirlerinden haberdar, az da olsa yolları birleşen bir ikili... 

Kurgu Tarihinin Sevda Hikayesi
Biz Mahir ile Feride'nin sevdasına sevdalandık.
Yalanla başlayan bu sevda çok güzel bir şekilde devam etti. Evlilik noktasına bile geldi, ötesi var mı? Çok zorlu yollardan, sınanmalardan, ayrılıklardan geçti bu sevda. Yeri geldi 3.şahıslar oldu. Yeri geldi seçim yapmaya zorlanarak ayırmaya çalıştılar. Hem de hassas noktalarından vurarak. Sadece sevdalarına baksalar çoktan nikah olmuştu. Ama haklı olarak onlar ne yaptı? Önce davalarının derdine düştü. Güzellikle zamanında olsun istediler. Türlü sınanmalardan geçerek... Ama her zorlukta daha da güçlenen sevdalarıyla birlikte göğüs gerdiler. "Ne zaman ne mekan herşeyin üstünde bizim sevdamız" diyerek Mahir vazgeçmedi. Ya da "Sensizlikten ölmektense seninle ölürüm" diyen Feride... 
Feride artık kesinlikle değişmeli. Güçlü bir Feride görelim... Sevdasının peşinden koşarken mesleğini unuttu. İlk sezon başlarındaki Feride'yi görmek istiyorum kendi adıma. Kalbinin sözünü hiç dinlemesin, katılaşsın istemeyiz. Lakin aklı kalbinin rehberi olan sağduyulu, vicdanlı, şüpheci, kararlı, saf olmayan bir Feride görmek istiyoruz. 
Mahir de bu saçma Belgin oyununu bitirmekle işe başlasın. Sevdasını kaybetmek istemiyorsa birşeyler yapsın. Bu Mahir'in zararı bir tek sevdasına, ailesine değil. Aynı zamanda kendine de zarar. Feride ile sen,ben değil biz olmuşken onsuz yapabilir mi hiç? Feridesizliği kendi de kaldıramaz. Hele ki onun başka birileriyle olma düşüncesi bile yeter Mahir'i nakavt etmeye... Acilen sarsılıp kendine gelirse Mahir neyi kaybettiğini daha iyi anlayacak. Sevdasıyla birlikte kalbi sökülmüş bir Mahir her zaman eksik kalır...
Her şeye karşı el ele mücadele eden bu sevdalıları yine öyle görmek istiyoruz. Aşkla atan iki kalpten biri durursa/ayrılırsa diğer kalp bir işe yarar mı? Beraber mücadele etseler hem daha hızlı yol alıp, hem de hukuk çizgisinden ayrılmadan sonuca ulaşmazlar mı? Turgut olayında birlikte yol aldılar ve çok da güzel çözdüler. Yine öyle yapsalar, dedektiflik yapsalar mükemmel olur. Etrafa karşı ayrılmış gibi görünüp aslında ayrılmadan bu işi yapabilirler. Birbirlerinin gücü olurlar. Olayları birlikte çözerler. Zira çözülecek çok konu var... Melihin karısı ve kendisi. Kader Hanım'a dair bilinmeyenler. Misal o anahtar vardı mektubun içinden çıkan. O nereyi açtı, ne çıktı hala bilmiyoruz. Tamam Kabadayı alemi tehlikeli, çocuk oyuncağı değil ama Mahir&Feride ikilisi aklı ve zekalarıyla altından kalkacaklardır eminim...
Deniz bebek Mahir&Feride ikilisi barıştıktan sonra gelmeli. Her anını doya sıya izlemeliyiz.
Bu ilişkide 3.şahıslara yer olmamalı!!!
Barışmaları Bizim Yerde olmalı. Çünkü malum en son yüzüğün çıkmasıyla rövanş orada kaldı. Mahir gelsin. Feride de bir şekilde gelsin (kendi isteği ile gelmesi çok zor malum 😃 ). Her şeyi anlatsın Mahir Feride'ye. Tabi Feride en başta ayak diretir, zorluk çıkarır, burnundan getirir ama kıyamaz o Mahir'e. Ayrı görünüp beraber olmalarına dair konuşmalar, hasret gidermeler... Hal böyleyken tabi göze batmamak için ulu orta kutlama vs yapamazlar. Başbaşa tatile gitmeleri şart oldu. Hem de Mahirin doğumgünü münasebetiyle...
58.bölümde gittikleri yere gitseler mesela. Ama bu sefer Mehmet Saime haber ulaşmasa. Feride Mahir için doğumgünü hazırlıkları yaptırsa. Orada hem romantik bir barışma hem de Mahir'in doğumgününü kutlasalar. Herşeyden ve herkesten uzak her anın tadını çıkararak... 
Tatil sonrası yine ayrılık belki ama görünümde. Kabadayı aleminin tozunu beraber süpürürler. Yöntemleri farklı ama yolları aynı kapıya çıkar. 
Zorlu Mücadele'de en güç viraj Mehmet Saim... Tüm yollar ona çıktığında Feride ne yapacak? Mahir'in desteği olmadan asla atlatamaz bu durumu. Mahir andını yerine getiremez işte buna eminim. Her şeyi geçtim, Feridesi için yapamaz/yapmaz. Mehmet Saimi öldüremez. Ki bence o adam tüm pisliği ortaya çıktığında kendini asarak intihar edecek. (İnşallah öyle olur.) 
Her şey bittiğinde sıra bizim çiftimizin mutluluk dolu günlerinde...