Bazen....

Hatırlıyor musun kim olduğunu
Hala hissedebiliyor musun?
Ne zamandır farkında mısın yokluğunun
Arasan bulur musun kaybolduğun yerleri


Diye başlıyor Nev'in bu, dinleyende farkındalık yaratan muhteşem sözlere sahip güzel şarkısı... 

"Bazen..." adı.. 

Farkındalık diyorum çünkü koşuşturup dururken "farkedemiyoruz" dip vurgunlarımızı... 

Ömrümüzden çalınanları... Dayatılanları... 

Halbuki nasıl devam ediyor şarkı bilen bilir;

Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında 
Boğazında yıllanır bir düğüm
Umrunda mı zamanın senin küskünlüğün...

"Umrunda mı zamanın senin küskünlüğün..." ... Öyle bir noktaya geldi ki herkes, yan yana yürürken birden karşı karşıya geliyorsun can yoldaşınla, sevdanla... Mahir ve Feride gibi... Öyle bir ders var ki bu durumun altında... Bir ses vardır çözer her şeyi yasaktır ama duyamazsın... İşte Feride de Mahir de kendi ıssız sokaklarında sendelemeye başlıyor artık ruhlarının yorgunluklarından... O ses kendilerinde saklı ama o boğazda yıllanan düğüm yok mu....

Artık aşkın çok farklı bir boyutuna geçiş yaptık onlarla. Acı değil bu.. Öfke hiç değil.. Kahramanlarının bile küllendiğini sandığı bir uyku dönemi bu. Tenin altından yürümezse ruhunuzun arşına doğru,  kara sular basar ruhunuzun dehlizlerini siz anlamazsınız bile...

Ben bu halini daha çok sevdim Mahir ve Feride'nin. Daha elle tutulur hale geldiler. Daha bize yakın ve bence daha güçlüler şimdi. Lakin sağduyu kaybedildikçe, öfke güçlendikçe yanlışlar yaptırır ya insana... Ama hatasıyla doğrusuyla, sevabıyla günahıyla bize anlatılan da bu değil mi zaten. Zaaflarına yenik düşen öfkesinin kontrolünü kaybeden iki cesur yürek olabiliyorlarmış demek!

En başından beri şunu savundum; Feride duygularına yenik düşmeyip o dilekçeyi vermiş olsaydı savcıya Turgut ve planları olmayacaktı şimdi. İşte aşk bu! Yanlışı bile doğru diye yaptırır insana. Eğer olur da Mahir kendisine verilen bu krediyi boşuna kullanıp yeniden aynı hatayı yaparsa ancak o zaman anlayacak Feride de ne kadar yanlış yaptığını. 

Yani demem o ki insan yaşayarak öğreniyor her şeyi. Hatalardır bizi biz yapan, şekillendiren, demleyen... Acı çekmeyen insan biraz eksiktir.. Lakin aynı hata yeniden yapılmadığı müddetçe insana değer katar... Bunu da unutmamak gerekir.

Korkarım ki Feride ve Mahir ciddi bir şekilde karşı karşıya kalacaklar...

Herkesi farklı etkiliyor yaşanılanlar ve aşk her atmosferde hayat bulmaya devam ediyor. Kızamıyorum ne İlknur'a ne Songül'e. Bilemez ki insan başına gelmeden yanmadan yaşamadan yaşatmadan bazı şeyleri... İlknur da yaşayarak öğrenecek... Songül de... Her seçimimiz doğru olmayabilir. Dürüst olmak önemlidir bu durumlarda. Ama en çok da kendine dürüst davranmalıdır insan. Niye yanlışlarla devam etsin ki insan?

Ömrümüz küsmek ve pişmanlıkarla geçip gidiyor... Bazıları ve onunla yaşadıkları geri gelmiyor ama... Bir bilsek yaşamın sonsuz olmadığını aşkın ne nazlı olduğunu bu kadar hoyratça davranabilir miydik acaba? 

Lakin "umurunda mı zamanın senin küskünlüğün..." 

Bence gardımızı alalım arkadaşlar. Denizde fırtına kopmak üzere....

1 yorum:

Unknown dedi ki...

harika.......

Yorum Gönder