Senin Prensin Bu mu?


67. Bölüm Üzerine…

 

Üzerinde durulması gereken öyle sahnelerle doluydu ki bu bölüm, nereden başlanır nerede son bulur sözler, kestirmek oldukça güç. Hani son bulmaz o sözler ama biz üç nokta koyar ve kalemi uzatırız arkadaşımıza. Biliriz ki aynı duygularla devam eder o cümleler sekteye uğramadan… O nedenle ben tüm sahnelere değinmeyeceğim. Sözü arkadaşlarıma bırakacağım..:)

 

Nazif Baba… Sevgili Çetin Tekindor ile öyle güzel hayat buldu ki, sanırım ilk defa bir oyuncu rolün de üzerine çıktı. Nazif mi Çetin ağabey düşünülerek yazıldı yoksa Çetin ağabey mi Nazif Kara için tercih edildi? İşte bunların hepsi birbirine karıştı. Roller yazıldı ve yazarken ne düşünülerek yaratılmışsa o karakterler tam da öyle hayat buldu bedenlerde.

 

Nazif Baba’nın artık özgür bir insan olduğunu öğrendiği o sahne işte tam da buna örnek verilebilecek bir andı. Öyle bir an ki,bize “demdir bu” dedirtti. Hayat demini buldu…

 

Ben kendi adıma bu diziyi sevgili Çetin Tekindor olduğu için izlemeye başlayan biri olarak yine tekrarlıyorum; Çetin Ağabey olmadan, Nazif Baba’nın bulunmadığı bir Karadayı asla tam olmayacaktır.
 
Hep dedik ki bu aşkın Nazif Baba’ya ihtiyacı var. 67. bölüm bu sözümüzün kanıtı olmadı mı bizler için? Bu aşk öyle bir noktaya geldi ki, emin olduğumuz tek bir şey varsa buna dair,  oda Nazif Baba olmadan işin içinden çıkamayacak olmalarıdır bizim aşıkların.

 

Neden mi? Çünkü Mehmet Saim’in söylediği o sözler öyle yenilir yutulur cinste değil. Orada, o sözler karşısında Mahir yalnız başına olsaydı, o gece de yaptığı gibi kalkar ve giderdi. İyi ki yalnız değildi ve çok şükür Nazif Baba da oradaydı diye dua ettirdi bize. Mahir’in dillere destan olmuş fevriliği yine olmadık işler açacaktı yoksa başına.

 

O gece orada bana göre en çok ezilen taraf Feride oldu. Kara ailesi başına gelecekleri tahmin ederek orada bulunuyordu ama Feride bir kez daha babasına inanmıştı ve üzülerek söylüyorum ki bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Feride o gece orada ailesini seçti. Gerçek ailesini.. Yani Mehmet Saim, ona göre kepazelik olan bu isteme merasimine aklınca engel olarak aslında kızını kaybetti.

 

Benim gelecek bölüme dair dileğim Feride’nin Mahir ve Nazif Baba ile birlikte o gece oradan ayrılması olacaktır. Tüm bu olanlardan sonra o evde kalması yakışık almayacak çünkü. Hani hep altını çizmişti ya “ben bu evden ayrılmadım babam gönderdi” diye, işte şimdi bu durum değişti.
 
Mahir hastanede ona ne demişti?

“Bir gün gelecek seçim yapmak zorunda kalacaksın baban ve benim aramda.”

 

Feride işte o yol ayrımına geldi ve seçimini yaptı. Zaten ailesinin söz ve davranışları ile hiç hak etmediği tavra maruz kalan Kara ailesinin önünde küçük düşen Feride’yi, içinde bulunduğu bu halden yine Nazif Baba’nın o güzel sözleri ve Mahir’in sevdası çekip alacaktır. Çünkü kalbi kırılan, tutunacak dalı kalmayan biri olarak Feride, içindeki yangınlara rağmen derin üşümeye başladı o gece..

 

Tüm bu gerilimli sahnelere rağmen öyle anlar vardı ki hepimiz gülümsedik o sahnelerde..:)

 

Neşe’nin “bu mu senin prensin”bakışı ve Mahir’in aldığı çikolatayı nasıl tutacağını bilemediği çiçekçi sahnesi..:) o kadar içten o kadar doğaçlama olunabilirdi. Öyle de oldu…
 
Yazanın da  çekenin de oynayanın da izleyenin de eline emeğine sağlık. Bugün herkes bu diziden bahsediyorsa bu gerçek bir ekip çalışması olduğu içindir. O güzel sözlerle hayat bulan o karakterleri yaratan sevgili senaristlerimiz... Yazılabilir ama oynanamaz düşüncesini yıkıp geçen oyuncularımız  yazılır oynanır ama yönetilemez diyenlere ders veren yönetmenlerimiz.... Yazılır oynanır çekilir ama seyirci hak ettiği değeri vermez diyenlere duble selam çakan bizler... iyi ki varız ve iyi ki birbirimizi bulmuşuz. Şuna can-ı gönülden inanıyorum ki birimiz olmazsak bir eksiğiz...
 
Son bir not: 68 ve 69 sevgili Cem Karcı'nın yöneteceği bölümlermiş diye duyum aldık. O dakikadan beri kalbimiz yerinde değil ayrı bir yerlerde atıyor bilesiniz..:) İşin özü Cem Bey'in bu aşka bakışını seviyoruz. Lakin sevgili Uluç Bayraktar'ı da yere göğe sığdıramıyoruz. Bu böyle biline..:)
 
Sevgilerimle...
 
Filiz İŞLER
 
 

 

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Elinize sağlık Filiz Hanım. Kesinlikle Nazif Kara/Çetin Tekindor bu dizinin belkemiği, asıl KARADAYI'sı.. Kesinlikle bu bölüm yaşadığı mutluluğu, kurtuluşu sonunda kadar hakkediyordu, hepimiz hakkediyorduk.

Unknown dedi ki...

Gördüğünüz görüntüler kelimelere dönüşmüş.. çok anlamlı ve yüreğe dokunan Kaleminiz yine yeniden çok güzel...Teşekkürler....

67 bölümdür özgürlük bekliyorduk...geç olmadan geldi...çok da iyi oldu...bende çok çok sevdim bu bölümü..aslında her bölümü..

Unknown dedi ki...

Kelimeler heder oldu edebiyatına, bilgine sağlık Filiz Ablacığım... Söylemek istediklerimizi, söylemediklerimizi harika bir şekilde yorumlamışsın. Hakikaten bu ekip başarısı ve her şey birbiriyle öylesine uyumlu öylesine müthiş öylesine harika... Nazif Baba rolüne başka kimseyi düşünemiyorum, kesinlikle doğru bir seçim. Hepimizin hayranlık duyduğu, harika bir karadayı izliyoruz...

Yorum Gönder