Eksik olan birşey var


68. bölüm aslında çok güzeldi. Sözler, roller görseller… Her bir replik için burada kasideler döşenir.. Her bir rol için, duruş için burada ruhlar iliklenir.. Sözümüz olamaz bölümün güzelliğine.. Zaten güzelliğinin ardına gizlenen ve ancak iyi bir Karadayı izleyicisinin yani bizlerin görebileceği eksikliklere dem vurmak niyetimiz bu sefer.

 

Biz ki güzel olanın başarılı olanın hakkını alkışlarıyla vermiş, güzel sözleri ile beğenisini her platformda dile getirmiş ve getirmeye devam eden izleyicileriz… Ve biz sadece Karadayı izleyicisiyiz. Eğer bir fark yaratılmışsa bu dizi ile bizler de o fark yaratılırken taşın altına elimizi koyanlardanız.

 

Bir dizi ilk bölümü yayınlanacağı zaman nasıl ki tüm ekip bir arada aynı heyecanla izliyorsa, aynı anda, aynı duygularla, aynı temennilerle, aynı başarılı olsun dualarıyla… İşte bizler yüreğimizden yakalayan bu diziyi sadece ilk bölüm değil 68 bölümdür aynı duygularla izliyoruz. Hiçbir detayını, hiçbir karesini, hiçbir repliğini, hiçbir anını, kaçırmadan aynı özenle izliyoruz. Hal böyle olunca bazı eksiklikleri ilk fark edenler de yine bizler oluyoruz. Diyoruz ya bizler sadece Karadayı olunca duygularımıza gem vurmakta zorlanıyoruz. Çünkü ekranlardaki dizi katliamına rağmen sevmek sahiplenmek saygı duymak nedir en iyi biz biliyoruz. Başarımız da buradan geliyor. Bu konuda tevazu sahibi olamıyorsak mazur görün lütfen.:)

 

Nedir peki eksikliğimiz?

 

Henüz ikinci bölümde fark ettiğimiz duygu. Gönül gözü olan herkesin o gece gördüğü ve en derininde hissettiği duygu. Nasıl bir başarıdır ki ekran ve izleyici arasındaki duvar kalktı ve yaşanılan her duygu bizim hücrelerimize işledi. İkinci bölümle başlayan bizdeki Mahir ve Feride hayranlığı, onlar bu sevdaya yakalanırken bizi de içine aldı. Bir baktık ki biz bu aşka aşık olmuşuz. Gönüllü tutsaklık olmuş bizim halimizin adı. Ama nasıl bir esaretse artık prangalarından kurtulmak isteyenini henüz görmedik içimizde. Zannımızca göremeyeceğiz de.

 

Her bakışında her dokunuşunda her anında her sözünde her heyecanında her ızdırabında her sevincinde her kıskançlığında bizi bizden alıp götüren bu aşkta bu aralar bir uzaklık var bize göre. Hani öyle aşkı başka bir tarafa çekmek isteyen sığ düşünceli insanların bahsettiği değil bizim söz ettiğimiz duygular… Asla da olamaz olmadı da..  Bizi bizden alıp götüren o muhteşem duygu 8.bölümde Ada’da birlikte mahsur kalan Feride ve Mahir’in pişirdiği o acılı menemende, Mahir’in bahçede odun kırarken Feride’nin onu izlemesinde, izlerken heyecanlandığını ve karnında uçuşan kelebekleri fark ettiğini gösteren o el hareketlerinde, Mahir’in Feride uyuyakaldığında yüzündeki o huzurlu gülümsemeyle onu izlemesinde, birlikte vapura yetişmek için koştukları o yolda saklı.

 

Biz o menemenin kokusunu bile duyduk desem sanırım destek veren binlerce arkadaşım olacaktır burada.:) Menemen sevmeyen beni bile menemen aşığı yaptılar ya daha nasıl ne denir bilemiyorum..:) Çünkü yumurtaya alerjim vardır.:)))

 

Feride’nin o ilk buse sonrası odasında  o şarkıyı söylerken ki hallerinde bu duyguyu alamayan var mı? Ya Mahir’in Feride şarkıyı söylerken gelip kapıdan onu dinlerken, yüzüne yerleşen o gülümseyişte! Öyle güzel anlatılmış öyle güzel hayata geçirilmişti ki, “Mahir Kara benim!” itirafında bile hücrelerimizde geziniyordu bu aşk bizim.

 

İşte bu duygudan uzaklaştı Mahir ve Feride uzun bir süredir.

 

Şunu biliyoruz; Aşkın ilk halleri en güzelidir ve en heyecanlısı… Biz o aşkın ilk hallerinden beri birlikteyiz çiftimizle.. Şimdi aşkın en derin halindeyiz ne sınavlardan geçtik birlikte ama bir bakış bir dokunuş aynı duygulara gark etmeye yetmişti bizleri.

 

İşte o bakış ve dokunuşlar yok şimdi.

 

Biz bunu geri istiyoruz. Biliyoruz ki yazanın yüreği de bizden yana ve çok seviyor bu aşkı. Sevmese o her kelamına gazeller yazdıran sözleri söylettirir miydi Mahir ile Feride’ye? Bu önce sizin sonra da bizim sevdamız.

 

Bu hepimizin ortak duyguları.. Yazanın da yaşatanın da emeğine canına sağlık olsun.

 

İnşallah sözlerimiz yanlış anlaşılmaz ve kırıcı olmaz. İnşallah içimizdekini anlatabilmişizdir sizlere. Bizi anlayabilen yegane isimlere…

 

Eğer sürç-i lisan ettiysem af ola! Fevriliğimize verin lütfen.

 

Sevgilerimle

 

Filiz İŞLER

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Hep dilimizde olanı yazmışsınız Filiz Hanım. :)

Yorum Gönder