Gecenin Yazdırdıkları...

Gecenin en çok sevdiğim saatleri.. El ayak çekilince, ortam sessizleşince.. Hafif bir esinti var havada, genzimde denizin kokusu.. Müzeyyen Senar diyor ki “Sen Kimseyi Sevemezsin”..  “Sevemezsin” diyen bir şarkı olur mu diye düşünürken başlıyor “Huysuz ve Tatlı Kadın”… Bir duble içmeden dinlenirse bu şarkı özüne hakaret olmaz mı? O halde gelsin buzlu bir kadeh rakı yanında da beyaz peynir… Serde Karadayı var çünkü.. Serde çok sevdiğine verdiğin sözleri aklına bir bir düşüren o güzel aşk var çünkü… Serde Mahir ve Feride’nin , o güzel sevdası var çünkü.. Gülümseyerek içmeyeli ne kadar uzun olmuş be Abbas diyerek yazıyorum bunları şimdi.. Gülümseyerek..  Lakin hiç bu kadar da acımamıştı yazanın yüreği…

Bir kadın aşıksa eğer bir adama,  kokusunu içine çekerek öpermiş ya, benim bu aşka olan hayranlığım da bununla başladı taaa 6.bölümde. Ve işte yine muhteşem bir görsel şölen ve yine bir ifade.. “Sen çok güzel kokuyorsun biliyor musun Mahir?” Tercümana gerek olmayan duygulara ne de güzel ne de basitçe ne de kalpten yakalayarak serpiştirilen bir ifadedir bu? Çünkü insanın aklında sadece kokular kalır bir de onun size nasıl hissettirdiği… Öyle güzel hissettik ki Feride ve Mahir ile birlikte biz bu aşkı, korkarım iflah olunmaz bir patikanın yolcularıyız şimdi. Tek gidiş…
Mahir.. Sen ne güzel adamsın demişti senaristlerimiz.. Gerçekten de öyle. Mahir, sen ne güzel bir adamsın! Bir zaman geliyor tipikleşiyorsun belki ama söz konusu Feride’ye olan aşkın olunca ne güzel oluyorsun böyle? İnceliklerin, düşünceli tavrın, sürprizlerin, kabul et ki çoğu zaman odunluğun da var.. Lakin Feride sana bu şekilde bakıyorsa eğer, bunun müsebbibi sensin. Aşk sana çok yakıştı be Mahir..
Lakin bu fevri hareketlerin, düşünmeden harekete geçmen, her şeyi ben çözerim halin başına daha çok dert açacak gibi ve daha da önemlisi Feride ile çok kavga edeceksiniz bunlar yüzünden korkarım ki…

Feride…  Feridem…  Aşkın Feride hali… Bu aşk sana neler borçlu biliyor musun? Sen olmasaydın, cesaretin olmasaydı, aşkın olmasaydı, o güzel kalbin, affedici yüreğin…  insanlığın olmasaydı biz bu sevdayı da izleyemezdik şimdi. Ama sen de bu halini seni kendi gibi yaşayan Bergüzar Korel’e borçlu olduğunu unutma. Seni bu kadar çok seviyorsak, sana bu yorumu katan oyuncumuza da kocaman bir teşekkür borçluyuz esasen. Sana bu yorumu katana ve seni en başında bu şekilde anlatanlara…

Önce baba sevginden başlayalım mı?

O kadar haklısın ki! O kadar doğru sözlerle ifade ediyorsun ki bir kız evladın babasına olan sevgisini! Her ne kadar verdiğin kararın ardında dursan da her daim, zorluklalar ağır basınca kaçıp göğsüne saklanmayı istediğini o kadar güzel anlatıyorsun ki! Mehmet Saim’in gerçek yüzünü gördüğün zaman sevginin gücü kadar yıkılacak olduğunu bilmemiz bizi de acıtıyor şu an. Ne kadar çok seversen, o kadar çok acıyorsun çünkü yaşamda. Ve demişti ya Mahir sana; “sevdiklerimden korkarım sadece, çünkü sadece onlar yaralayabilir beni” diye, alacağın bu yara hiçbir şeye benzemeyecek sırf bu yüzden… En büyük hayal kırıklığın da bu olacak ve bu yara hiç geçmeyecek yüreğinden…

İşte tüm bunların zamanı çıka geldiğinde seni elinden tutacak olan iki kişi olacak yanında. Biri “ben hiç kimseyi senin kadar sevmedim” dediğin Mahir, diğeri de tüm şaşkınlığıma rağmen annen Kerime Hanım.. Bu sürecin iyi işlenmesi dileğimle.. Çünkü kendi adıma bunların yaşayacağın o duygu geçişlerinde oyuncumuz Bergüzar Korel’in seninle destanlaşacağını düşünüyorum ben.
Sanırım üzgün ve kırgın geldiğin “Bizim Yer”’de, sevdiğin adamın seni şarkılarla karşılamasıyla sıyrıldığın, akabinde çok mutlu olduğun, içerek sarhoş olduğun ve dileğinin baban olduğunu söyledikten hemen sonra yaşadığın bu acıyı dile getirmen… Hepsini aynı anda bize de yaşatabilen bir oyuncuda hayat bulman, bu isteğimizin cesaret kaynağı oluyor.
Bir doğum günü kutlaması her duyguyu içinde barındırabilir mi? Gözlerim doldu.. Gülümsedim.. Üzüldüm..  Kahkahayı bastım… Zaman ne kadar çabuk geçti anlamadım sizinle. Ama emin ol o küçük kız çocuğu öyle mahzun kalmayacak içinde bir yerlerde… Senin o dik duruşun ve doğrularından asla taviz vermeyen, gerçeklerini ve aşkını her platformda savunan yüreğin olacak sana bu tünelin ucundaki ışığı gösterecek olan.. Yüreğinin içindeki o karanlık dehlizleri aydınlatacak olan kandilleri birlikte yakacaksınız Mahir ile. Her zaman karanlığı aydınlığa çevirmeyi başardığınız gibi bunu da yek gücünüzle başaracaksınız.

O kadar çok şey var ki söylemek istediğim size dair…

Sema Hanım’a, Eylem Hanım’a…  Kenan İmirzalıoğlu’na.. Lakin en çok da Bergüzar Korel’e 72.bölümde bize yaşattıkları için çok teşekkür ederim. Eğer ki girdiğimiz bu duygu sağanağından çıkamazsak bunun müsebbibi sizsiniz..:)
Şarkı bitti.. Kadeh boşaldı… O halde şimdilik eyvallah…
Sevgilerimle…



Not: Bu yazıyı dün gece uyku tutmayınca yazmıştım. İşlerimin yoğunluğundan şimdi paylaşma fırsatı buluyorum.  Değiştirmek istemedim lakin…J 


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Her zaman olduğu gibi çok güzel anlatmışsın ablacım. Bu bölüm bizi mest etti. Emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkürler ama en çok da bize her türlü duyguyu samimiyetle aktaran Bergüzar Korel'e teşekkür ederiz... Sadece 1 sahnede bütün duygu geçişlerini ard arda yaşıyoruz. Bu da başarıyı gösterir. Yazın için teşekkür eder, devamını dileriz...

Yorum Gönder