Kaç kişiyiz savunan sevdayı?


Kaç kişiyiz savunan sevdayı…?

65. bölümü geride bırakırken bu soru yankılandı kulaklarımda…

Sahi kaç kişiyiz biz savunan sevdayı?

Sebebi her ne olursa olsun bizi bu soru etrafında ateş böcekleri gibi toplayan gerçek, sevdaya olan inancımız değil mi?

O bitmek tükenmek bilmeyen ve asla uslanmayan romantik duruşumuz değil mi gözbebeklerimizi Mahir ve Feride’ye kilitleyen?

Ne olursak olalım… Kim olursak olalım… Meşgalemiz ne olursa olsun… Ruhumuzda dolaşan ama adını koyamadığımız bir dilin haykırışları değil mi bu sevda?

Belki normal hayatımızda asla bir araya getirilemez uçlarda yaşıyorken sessiz sedasız… O sessiz çığlıklarımızı biri ya da birilerinin duyması ümidiyle yaşamımıza devam ederken duymadık mı o ıslıkla başlayan müziği kulaklarımızda?

Aslında yalnız olmadığımızı bize göstermedi mi bu dizi?

Gerçeğe aşka ve adalete olan inancın yerle yeksan olduğu günümüz şartlarında, inanmaya hazır bir ordu yaratmadılar mı bizden?

Ülkenin bir ucundan kalkıp diğer ucuna aynı dili konuştuğumuz insanı tanımak için yola çıkarmadı mı bizi?

Peki kim bunun müsebbibi? Acaba biliyor muydunuz sevgili Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat; bir “Karadayı Hareketi” yaratacağınızı bu satırları yazmaya başlarken…

Dile kolay! Tam 65 bölümdür tüm stresimizi, kavgamızı bir kenara bıraktırıp, aynı ekranın karşısında buluşturuyorsa bir dizi bizleri, sormazlar mı bize ve size, o dizi sadece dizi mi?

Tüm bunların yüzünden Karadayı sadece bir dizi değil bizim için. Tüm bunlar sebebine alkışlamak da eleştirmek de mubahtır bizlere. Kalitemizden ve yaratıcılığımızdan asla ödün vermeden…

Mahir ve Feride nezdinde imkansızlıklar arasında bir kıvılcımla başlayan bu sevda, çoktan binlerce dönümlük yüreklerimize yangın olarak düştü nicemizin. Binlerce dönümlük diyoruz çünkü o kadar büyük o kadar güzel yürekli insanlarız ki bizler…! Ve o kadar hazırmışız ki biz bu ateşe düşmeye, çıtımızı duyan oldu mu bugüne kadar?

Yaşanan tüm olumsuzlukları, bitmek tükenmek bilmeyen şer üçgeni zaferlerini sineye çeken bizler, yeri geldi ayakta alkışladık bölüm sonu tüm ekibi. Yeri geldi görmedik bazı aksaklıkları, süregelen tekdüzelikleri. Çünkü inanıyorduk ki, klişe olmaya baş kaldıran bir dizimiz vardı ve buna en büyük desteği veren de bir izleyici…

Çok ses yükseltmesek de söz konusu şer cephesi galibiyetleri olunca konuşmak elzem hale geldi. İyilerin bir anlık gülümsemesinin bedeli şer cephesinin zaferi ile sonuçlanmamalı artık. Gökle bir olmadıkça yerle bir oluyor insan demiş ya sevgili Murat Menteş, göktekine inananın mükafatı bu olmamalı artık bizce.

Senaryo gereği böyle gelişmeler elbette olacaktır. Bunun bilincinde olduğumuz için bugüne kadar hep savunduk ve yine de savunmaya devam edeceğiz elbette. Bir başkası gelip dizimize tek laf edemez. Sizler nasıl emek verdiyseniz bizlerde emek verdik dizimize. O nedenle Karadayı bizlerin de…

Pek iyi sorun ne diyorsanız eğer birkaç sözümüz olacak buna dair bizlerinde…

Sınanmayan aşk, aşk değildir dediniz ve direnmeye devam ediyoruz.. Geç gelen adalet adalet değildir dediniz söke söke alacağız Nazif Babamızı o ipten sizlerin düş gücü suyu hürmetine..

Ama neden tüm kapılar kapanıyor tek tek yüzümüze? Neden bir planın sonunda hep kaybeden Mahir ve Feride oluyor?

Mahir ve Feride sizin eseriniz. Lakin bizim olmazsa olmazımız. Onların her daim ellerinin kollarının bağlanıyor olmasından kaynaklanan ve her birimizin kalbine çöreklenen bu ızdırabı tarih edebilmemiz mümkün değil ama anlamanız için sözlerimize ve gözlerimize bakmanız kâfi..

Karadayı bizim için sadece bir dizi değil.. Biz gizli romantikleri bir araya getiren bir sivil toplum hareketidir aynı zamanda..:)

Direnmeye devam ederiz biz. Lakin ufak da olsa şersiz bir hava sahasını hak etmedik mi sizce? J


Sürç-i lisanımızı affedin lütfen..

Sevgilerimizle,

Mahir&Feride Fanclub Üyeleri

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Keyifle okudum elinize yüteyinize salık.Tüm karadayı ailesinin hislerine tercüman olmuşsunuz.Karadayı bizlere çok şey öyretdi.Benim her zaman söylediyim Karadayı bana görmeden mesafeden asılı olmadan sevmeyi öyretdi:):)İyiki sizler gibi güzel insanları tanımışım.

Unknown dedi ki...

Harika bir yazı.Harika cümleler...Tam da düşündüklerimiz hissettiklerimiz.Bu harika yazı için bizlerle paylaşımlarınız için... Her şey için teşekkürler!

Unknown dedi ki...

Zevkle okudum, tam da yüreğimizdekileri kelimelere dökmüşsünüz. Bizim olan Mahir ile Feride'yi kimselere vermeyiz. Bu sevda mutluluğu çoktan hak etti, aşkını ispatladı. Her durumda yan yana can cana olmaları da ziyadesiyle mesut etti bizleri. Kaleminize sağlık, teşekkürler...

Unknown dedi ki...

Yeni fırsat bulabildim okumaya, daha öncekiler gibi çok güzel olmuş. Yazanın da yazdıranların da ellerine sağlık. :)

Yorum Gönder